17. Ceza Dairesi 2019/1951 E. , 2019/13828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
I)Sanık ... hakkında müştekilere yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanık ...’in yüzüne karşı 14/04/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tefhim edilen hükmü, 1412 sayılı CMUK"nun 310/1-2. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 24/04/2015 tarihinde temyiz eden sanık ...’in temyiz isteminin aynı Kanun"un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II)Sanıklar ... ve ...’ın müştekilere yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
T.C. Anayasa Mahkemesinin hükümlerden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, sanık ... ve sanık ... müdafii ile o yer Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usûl ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III)Sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan ve sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
1)Hırsızlık suçuna konu aküleri satın alan sanık ...’nın bahse konu aküleri sabah saat 08.30’da iki şahıstan satın aldığını beyan etiği, sanıkların aküyü sattıklarını kabul ettiği, akülere ilişkin değer tespitlerinde müşteki ...’a ait 2 adet akünün 400-450 TL alınıp satılabileceğinin tespit edildiği, müşteki Muharrem Taşı’ya ait akünün 300-350 TL ederinin olduğunun tespit edildiği, müşteki ...’a ait akülerin ise 800-1000 Tl civarında alınıp satılabileceği tespitine rağmen sanık ...’nın 6 adet aküyü 280 TL’ye satın almış olması karşısında, sanığın hurda alım satım işiyle uğraştığı ve akülerin suç konusu olabileceğini değerlendirebilecek konumda olması, sanık ..."nın suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan mahkumiyeti yerine, suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik hayatın olağan akışına uygun olmayan savunmasına itibar edilerek yerinde olmayan yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
2)Sanıklar ... ve ...’ın hırsızlık olayını gerçekleştirdikleri esnada sanık ...’in yanlarında olmadığını, hırsızlık olayı gerçekleştikten sonra sanık ...’in yanlarına geldiğini söyledikleri, sanık ...’in olay günü şahısların sonradan yanına geldiklerini ve aküleri satıp madde temin etmeye karar verdiklerini söylediği anlaşılmakla; sanık ...’in hırsızlık suçu bakımından mahkumiyetine yeterli, kesin, inandırıcı ve hukuka uygun delil bulunmadığı ancak sanığın eyleminin TCK’nun 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçuna uyduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.04.2014 tarih, 2013/13-136 Esas ve 2014/193 Karar numaralı ""...Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nun 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir. CMK"nun 226. maddesindeki düzenlemeyle iddianamede anlatılan eylem değişmemiş olduğunda, kanun koyucu o eylemin hukuksal niteliğinde değişiklik olmasını "Yargılamanın sınırlılığı" ilkesine aykırı görmemiş, bu gibi hallerde sanığa ek savunma hakkı verilerek değişen suç niteliğine göre bir hüküm kurulmasına imkan sağlamıştır. Bu düzenlemenin bir sonucu olarak mahkeme, eylemin hangi suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmede iddia ve savunmayla bağlı değildir. İddianamede anlatılan ve kapsamı belirlenen olayın dışında bir fail ve fiilin yargılanması söz konusu olduğunda ise, suç duyurusunda bulunulması ve iddianame ile dava açılması halinde gerekli görülürse her iki iddianame ile açılan davaların birleştirilmesi yoluna gidilebilecektir..."" şeklindeki kararı göz önüne alındığında, sanığın TCK"nun 142/1-e maddesi gereğince cezalandırılması için kamu davası açıldığı, sanık hakkında tanzim olunan iddianamede suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan açılmış bir dava olmadığı ve iddianamede bu suça ilişkin bir anlatım da bulunmadığı, sanığın eylemine uyan suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi suçundan ek iddianame düzenlenmesi sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken ve hükümden sonra 17/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK" nun 253. maddesinin 9. fıkrasına eklenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun uzlaşma kapsamına alındığı, 5237 sayılı TCK"nun 7/2. maddesi uyarınca, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nun 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı"nın ve sanık ...’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 05/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.