Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9742
Karar No: 2016/1585
Karar Tarihi: 04.02.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/9742 Esas 2016/1585 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, bir kredi sözleşmesinde kefil olduğunu iddia etmektedir ancak sonraki sözleşmelerde imzasının bulunmadığı için takip edilemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda kefil olduğu sözleşmede bir borcun bulunmadığı ve sonraki kredi sözleşmeleriyle ilgisi olmayan bir takip olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu sonraki sözleşmelerde kefil imzası bulunmadığı için davalının kefalet sorumluluğunun değişmediği belirtilerek, banka kayıtlarının uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiği ifade edilmiştir. Karara göre; davalının kefaletini taşıyan sözleşmeden doğan bir borcun mevcut olup olmadığı, kefil limiti, kefilin kendi temerrütünün sonuçlarından sorumlu olduğu belirlenmeden uygun sonuca varılamayacağı belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu (6098) – Madde 470 ve Madde 476
19. Hukuk Dairesi         2015/9742 E.  ,  2016/1585 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı Ali Madran arasında imzalanan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesini davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin Temmuz 2000 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesine 2005 yılında kefil olduğunu, traktör kredisi adı altında verilen kredinin nisan 2007 yılında imzalanan 2. sözleşme ile kullanılan kredi ile kapatıldığını, 2. sözleşmede 1. sözleşmenin devamı anlamına gelecek bir kaydın bulunmadığını, imzalanan 2. sözleşmede müvekkilinin imzası ve kefaletinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkili aleyhine takip yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, takip konusu alacağın davalının kefil sıfatı ile imzaladığı sözleşmeye dayalı borçlara ilişkin olmayıp, bilahare imzalanan kredi sözleşmelerine ilişkin olduğu, yine davalının imzaladığı kredi sözleşmesinden sonra açılan kredilerin önceki borcun kapatılması kapsamında verildiği hususunda dosya kapsamı ve sözleşme içeriğinde bir hüküm bulunmadığı, sonraki sözleşmelerde kefil olarak imzası bulunmayan davalının buna ilişkin yapılan takipten dolayı sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı banka, dava dışı ... ile imzalanan kredi sözleşmesine davalının kefil olduğunu ve kefaletine dayalı olarak başlatmış olduğu icra takibine itiraz edildiğini ileri sürmüştür. Davalının 11/02/2005 tarihli sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığı, limit artışları sonucu davalının 26.000,00 TL limit ile sorumlu olduğu çekişmesizdir. Aynı sözleşme kapsamında başka limit artışları yapılması bu artışlara ilişkin kısımlarda davalının imzasının bulunmaması davalının kefalet sorumluluğunu değiştirmez. Bunun yanında davacı banka dosyaya 18/11/2008 tarihli bir başka sözleşme ve zeyilnamelerini de ibraz etmiştir. Yine tarihsiz olarak düzenlenen ve davalının imzasını taşımayan bir sözleşme daha dosyaya sunulmuştur. Bir kredi sözleşmesine bağlı olarak kredi kullandırıldıktan sonra borcun bir dönemde sıfırlanmış olması sözleşmeyi, sözleşmeye bağlı kefalet ilişkisini sonlandırmaz. Banka aynı sözleşmeye dayalı olarak yeni bir kredi kullandırabilir. Bu durumda Mahkemece öncelikle banka kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla (gerektiğinde talimatla) inceleme yapılarak takip konusu yapılan kredinin hangi sözleşmeye dayalı olarak kullandırıldığının açıkça tespiti, şayet davalının kefaletini taşıyan sözleşmeden doğan bir borç mevcut ise davalının kefalet limiti ve kefilin kendi temerrütünün sonuçlarından sorumlu olduğu, aksi belirlenir ise davalının borçtan sorumlu olmadığı kabul edilerek, rapor alınıp uygun sonuç çerçevesinde karar vermek gerekirken eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığı, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi