17. Ceza Dairesi 2019/10796 E. , 2019/13813 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
I)Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz talebinin incelemesinde;
Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezalarının miktarları ve türlerine göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe gören 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakamesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkında doğrudan hükmolunan 1.320,00 TL adli para cezasına konu mahkumiyet hükümün temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuk ..."in temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II)Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna kanun malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına veridiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "....daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. TCK"nun 145. maddesinin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değirinin az olması yeterli olup, hakim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere "İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı" olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında "Suçun işleniş şekli ve özellikleri" de dikkate alınmalıdır. TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hakime takdir hakkı tanınmış olup, hakim takdir hakkının kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; suça sürüklenen çocuğun, müştekiye ait 20,00 TL para ile kol saatini çaldığının anlaşılması karşısında; suça konu kol saatinin suç tarihi itibarıyla maddi değeri araştırılarak, sonucuna göre suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyek ise de, hırsızlık konusunun oluşturan malın değerinin az olması karşısınmda TCK"nun 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 5271 sayılı CMK"nun 324/4. maddesi uyarınca Devlete ait yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20,00 TL dahil) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, 9,00 TL posta ücretinden oluşan yargılama giderinin suça sürüklenen çocuktan alınmasına karar verilmesi,
3-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/11/2018 tarih, 2016/6-986 Esas ve 2018/554 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; suçu işlediği tarihte 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Yasa"nın 35. maddesi gereğince sosyal inceleme raporu alınması gerektiği, alınmaması halinde ise gerekçesinin gösterilmesi gerektiği halde, sosyal inceleme raporu alınmaması ve alınmama gerekçesinin de yazılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ..."in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 05/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.