19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/10626 Karar No: 2016/1569 Karar Tarihi: 04.02.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/10626 Esas 2016/1569 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, Remax Family ofisini davalıya devretmek için 60.000 TL bedelli senet vermişlerdir. Senet arkasına \"iş bu senet...a devri halinde tamamı ile geçersizdir\" yazılmıştır. Davalı, franchise niteliğindeki emlak ofisi için lisans alması için verilen süreyi uzatınca, davacılar rücu etmiştir. Davalı, senedin teminat senedi olmadığını savunmuş, mahkeme ise sözleşmenin gerçekleşmediği için karar vermemiştir. Ancak, teminat senedinin davalının alacağı miktar kadar geçerli olduğu için, alacak miktarı belirlenerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun Maddeleri: MK 53, MK 116, İİK 73.
19. Hukuk Dairesi 2015/10626 E. , 2016/1569 K. "İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında müvekkiline ait Remax Family ofisinin davalıya devri hususunda 19.03.2014 tarihli devir sözleşmesi yapıldığını, teminat amacıyla müvekkili şirketin keşideci, diğer müvekkilinin kefil sıfatıyla imzaladığı 60.000-TL bedelli senedin davalıya verildiğini ve senet arkasına ""iş bu senet... ...."a devri halinde tamamı ile geçersizdir"" yazıldığını, yine sözleşme gereğince franchise niteliğindeki .. emlak ofisi için davalının dava dışı .. .. firmasından lisans alması için davalıya 2 (iki) aylık süre verildiğini, davalının .. yaptığı başvuru sürecinin müvekkillerine bağlı olmaksızın uzaması ve halen tamamlanmaması nedeniyle davalının sözleşmeden rücu ettiğini ve söz konusu teminat senedine dayalı olarak müvekkilleri aleyhine icra takibi yaptığı belirterek, müvekkillerinin takip konusu teminat senedi nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu senedin teminat senedi olmadığını, müvekkilince tüm ödemelerin yapılmasına rağmen ...hise hakkının müvekkiline devredilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; taraflar arasındaki 19.03.2014 tarihli devir sözleşmesinde davacı şirket yetkilisinin ""...Manavgat adresinde faaliyet gösteren ...ly"nin franchise hakkı ile ofis malzamelerini 01.04.2014 tarihinde davalı ....."a veya göstereceği kişilere devretmeyi kabul ve taahhüt ettiği"", 19.03.2014 keşide tarihli ve 60.000-TL bedelli senedin davacılar tarafından davalıya, arkasında ""iş bu senet ... ...."a devri halinde tamamı ile geçersizdir"" ibaresi yazılı olarak ve teminat amacıyla verildiği, dava dışı ... cevabi yazısında davalı .... tarafından ... devri için başvuru yapıldığı, ancak talebin asıl franchise sahibi ... ile birlikte yapılması gerekirken, usulüne uygun başvuru bulunmadığı için devrin gerçekleştirilmediğinin belirtildiği, sözleşme konusu devrin davacıların kusurlu hareketleri ile gerçekleştirilememesi nedeniyle senedin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 04/02/2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Taraflar arasındaki 19.03.2014 tarihli devir sözleşmesinin imzalandığında, sözleşmenin teminat olarak davalıya dava konusu bononun verildiğinde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Diğer yandan bononun teminat olarak verildiği mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda sözleşmenin gerçekleşmediği dikkate alındığında, teminat bonosunun davalının alacağı miktar kadar geçerli olacağından, davalının davacıdan olan alacak miktarı belirlenerek bir karar verilmek gerekirken, bononun sözleşmede hüküm olmadığı halde cezai şart olarak değerlendirilip davanın reddi doğru değildir. Açıklanan nedenle hükmün bozulması gerektiğini düşündüğümden çoğunluğun onama kararına katılamıyorum.