11. Hukuk Dairesi 2019/2638 E. , 2020/620 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/12/2017 tarih ve 2016/418 E- 2017/610 K. sayılı kararın ayrı ayrı taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin Esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 12/04/2019 tarih ve 2018/1000 E- 2019/438 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "TAÇ" esas ibareli tanımış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "TAÇ DOLUNAY+şekil" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın kısmen reddedildiğini, başvurunun tümüyle reddinin gerektiğini, davalı şirketin dava konusu marka başvurusu ile daha önceki markalarına ait emtiaları genişletmesi nedeniyle kazanılmış hakkının olmadığını, başvuru konusu markanın görselinin de müvekkiline ait markalardaki "TAÇ" ibaresinin yazım şekline benzetildiğini ileri sürerek, davalı TPMK YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraflar arasında huzurdaki davaya benzer pek çok davada davacının haksız olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline ait marka başvurusu ile davacı markaları arasında iltibas olmadığını, taraf markalarının aynı ve/veya benzer emtiaları içermediğini, davacının markasının tanınmışlığının müvekkilinin markasının varlığını etkilemeyeceğini, müvekkilinin önceki marka tescilleri nedeni ile "TAÇ" ibaresi üzerinde müktesep hakkının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, fonetik ve görsel açıdan taraf markalarının birbirinin aynı veya devamı olduğu intibaını uyandırdığı, davaya konu marka ile davacının tescilli markaları arasında, 08/3, 21/5/8 alt sınıflarındaki emtiaları açısından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, davalının dava konusu başvurusu bakımından, önceki tarihli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi koşullarının davacı yararına oluşmadığı, davalı başvurusunun kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı TPMK YİDK"nun 2016-M-8782 sayılı kararının 8/3, 21/5 ve 21/8 alt sınıfları yönüden kısmen iptaline, diğer davalıya ait 2014/110122 sayılı markanın anılan emtialar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin 2010/67905 ve 2011/84502 numaralı markalarının tescil tarihleri itibariyle davalı yararına kazanılmış hak yaratmasının mümkün olmadığı, davalı şirket adına siyah beyaz renk unsurları ile tescilli 1998/19473 numaralı önceki markanın renklendirilmesi suretiyle yapılan dava konusu başvurunun, davacının markalarına yanaşma kastı taşıdığı, davalı yararına kazanılmış hak yaratmayacağı, dava konusu başvurunun renk kombinasyonu ve harflerin tertip tarzı itibariyla davacının tescilli markası ile ortalama tüketici nezdinde karıştırılma tehlikesi ve haksız yararlanmaya yol açacağı, önceki davalarda verilen Yargıtay 11. HD."nin 13/02/2017 tarih ve 2015/12678 E.- 2017/729 K., 15/03/2017 tarih ve 2015/12698 E.- 2017/1541 K. sayılı ilamlar ile de bu durumun açıklığa kavuştuğu gerekçesiyle, davalılar TPMK vekili ile Taç Mutfak Ltd. Şti. vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK."nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.12.2017 tarih ve 2016/418 E. - 2017/610 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalı Türk Patent YİDK"nın 2016/M-8782 sayılı kararının, davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline, davalı şirket adına tescilli 2014/110122 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı taraf vekillerinin ayrı ayrı temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına,21/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.