16. Hukuk Dairesi 2016/14358 E. , 2019/9033 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, dava ve temyize konu... Köyü/Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 228 parsel sayılı 3771 metrekare yüzölçümlü tarla vasfındaki taşınmaz, 116 ada 3 parsel sayılı 473 metrekare yüzölçümlü kargir ev ve tarla vasfındaki taşınmaz ve 123 ada 4 parsel sayılı 827 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, tapu iptali ve tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda temyize konu parsellere yönelik davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyize konu taşınmazların tarafların kök murisinden geldiğinin ve taksimen davacıya kaldığının ispatlanamadığı, taşınmazların zilyetliğinin 30 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla davalı tarafta olduğu gerekçesiyle, yazılı olduğu şekilde red karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Davacı, çekişmeli 101 ada 228 parsel, 116 ada 3 parsel ve 123 ada 4 parsel numaralı taşınmazların kök murisleri babası Veli Karabulut’tan intikal ettiğini ve ölümü ile kendilerine kaldığını, bu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında tüm mirasçılar adına tespit görmesi gerekirken, sadece davalı ... adına tespit gördüğünü ileri sürerek dava açmıştır. Davalılar ise, açılan davanın reddini talep etmişlerdir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen gelip gelmediği, taşınmazlar murise ait ise mirasçılar arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı noktasında toplanmaktadır. Mirasçılar arasında yöntemince taksim yapılmadıkça, bir mirasçının taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetlik, tereke adına sayılır. Ne var ki mahkemece, bu husus yeterince açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında yerel bilirkişiler ile tanıklardan, çekişmeli taşınmazların kime ait olduğu ve kimden kime, ne şekilde intikal ettiği sorulmalı, muristen intikal ettiğinin anlaşılması halinde, vefatından sonra mirasçılarının tamamının katılımı ile usulüne uygun şekilde taksim edilip edilmediği, taksim yapılmışsa tarihi, çekişmeli taşınmazların kime düştüğü, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınmaz, para ya da menkul mal verilip verilmediği, çekişmeli taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı hususları maddi olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.