Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteğinin vekalet ücretine hasren olduğu belirlenerek, dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Dosyadaki vekaletnamelere göre aynı avukatın, sanıklar ..., ... ve ..."nun vekili olduğu; sanık sıfatıyla, ... hakkında atılı tehdit eyleminden dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, hakaret eyleminden beraat kararı verildiği, diğer sanıklar ... ve ... hakkında ise hakaret ve tehdit eylemlerinden beraat kararı verildiği, avukatın sunduğu vekalet hizmetinin bölünmesi mümkün olmadığından sanıklar haklarında verilen beraat kararları nedeniyle, vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, Kanuna aykırı ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye aykırı olarak, hüküm fıkrasına "Sanık kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.500,00 TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak sanığa verilmesine" ibarelerinin karardan çıkarılmak biçiminde HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.