4. Hukuk Dairesi 2016/1463 E. , 2016/3008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/10/2009 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyizine gelince; Dava, davacı kurumun, davalının yersiz ödeme yapmasından dolayı kurumlarının ödemek zorunda kaldığı paranın davalıdan rücuen tahsiline ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin bozmaya uyarak davanın kısmen kabulüne dair ikinci kararı, dairemizin 27/03/2014 gün ve 2014/3981 Esas, 2013/5258 Karar sayılı ilamı ile; Yerel mahkemece, Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğünde görevli davalının 31.382,42 TL"yi ..."e ödeyerek idareyi sebepsiz yere ödemeden dolayı zarara uğrattığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davalının olayda kusurlu olup olmadığı yönünde ehil bilirkişilerden rapor alınmadığı gibi davalının muhasebe yazılım sisteminin yetersizliği, iş yükünün çokluğu ve iş gücünün azlığı gibi savunmaları da değerlendirilmemiştir. Mahkemece bu hususlar nazara alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesiyle davalı yararına bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak bilirkişi raporu alınmış, olayın meydana geldiği tarih üzerinden 8 yıl gibi uzun bir sürenin geçmiş olması nedeniyle davalının çalıştığı süre zarfında muhasebe yazılım sisteminin yetersiz olup olmadığının, ayrıca iş yükünün boyutu hakkında sağlıklı herhangi bir bilgiye ulaşılmasının mümkün olmadığı, mevcut deliller itibariyle davalının meydana gelen olay nedeniyle kusurlu olduğu kabul edilerek tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Kural olarak, gerçek zarar hüküm altına alınmalıdır (BK 42, TBK. madde 50). Bu da, zararlandırıcı eylemden önceki durum ile sonrası arasındaki farktan ibarettir. Ancak; hakim, durumun özelliğini ve kusurun ağırlığını da gözetmekle yükümlüdür (TBK. madde 51/1). Yasa koyucu, bu hükümle hakime, her somut olayın özelliğine göre tazminatın kapsamını belirleme ve hakkaniyet çerçevesinde (TMK. madde 4) takdir yetkisini kullanma imkanını, daha da ötesinde görevini vermiştir. Hakim burada, karşılıklı yararlar dengesini de göz önünde tutacaktır.
Somut olayda, açıklanan yönler ve dava konusu olayın gerçekleşme biçimi, çalışma koşulları, iş yoğunluğu ve davalının bir çıkar elde etme amacı bulunmadığı gözetilerek, tahsiline karar verilen zarar miktarından BK 43-44 maddeleri (TBK. Madde 51-52) gereğince uygun bir miktarda hakkaniyet indirimi yapılmalıdır. Bu hususun gözetilmemiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.