5. Hukuk Dairesi 2019/10813 E. , 2020/4479 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 16/04/2019 gün ve 2017/34514 Esas – 2019/7390 Karar sayılı ilama karşı taraf vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada, mahkemece uyulan bozma kararı üzerine davanın kabulüne dair verilen hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Düzeltilerek Onanmış, bu karara karşı taraf vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.Dosya içindeki bilgi ve belgelere Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin sair karar düzeltme istekleri HUMK"nun 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirine uymadığından yerinde değildir. Şöyle ki;Avrupa İnsan Haklari Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği,Bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından;Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin bu yönden kabulü ile 16.04.2019 gün 2017/34514 E. 2019/7390 K. Sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Arazi niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... köyü 549 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Yasal faiz uygulanacak bedelin infazı zorlaştırıcı şekilde hüküm fıkrasında açıkca belirtilmemesi,
2- İlk karar ile 608.173,40 TL olarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmiş olduğu ve 2. kararda kabule göre 34.415,51 TL"nin iadesine karar verildiği ve 3. kararda ise kamulaştırma bedelinin 510.702,79 TL olarak kabul edilmiş olup, ilk karar ile hüküm altına alınan bedelin mahsubu ile bulunan bedel 97.470,61 TL dir. Bu itibarla 2. kararda iadesine karar verilen 34.415,51 TL davacıya iade edilmiş ise bakiye 63.055,10 TL"nin iade edilmemişse 97.470,61 TL"nin davalı tarafça bankadan çekilmiş ise, çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine, çekilmemişse davacı idareye iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru olmadığı gibi;
3-Avrupa İnsan Haklari Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden,
a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinde yeralan (fark) kelimesinin çıkartılmasına, yerine ( 69.674,05 TL) ibaresinin yazılmasına,
b) Gerekceli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinde yeralan (tespit edilen bu bedelden bozma öncesi Mahkememizin 14/05/2013 tarih, 2013/150 Esas, 2013/347 Karar sayılı dosyasından fazladan davalı tarafa ödenmesine karar verilen 63.055,10TL"nin davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine,) cümlesinin çıkartılmasına, yerine (İlk karar ile 608.173,40 TL olarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmiş olduğu ve 2. kararda kabule göre 34.415,51 TL"nin iadesine karar verildiği ve 3. kararda ise kamulaştırma bedelinin 510.702,79 TL olarak kabul edilmiş olup, ilk karar ile hüküm altına alınan bedelin mahsubu ile bulunan bedel farkı 97.470,61 TL dir. Bu itibarla 2. kararda iadesine karar verilen 34.415,51 TL davacıya iade edilmiş ise bakiye 63.055,10 TL nin iade edilmemişse 97.470,61 TL"nin davalı tarafça bankadan çekilmiş ise, çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine, çekilmemişse davacı idareye iadesine,) cümlesinin yazılmasına,
c) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 7 numaralı bendinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesine,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan karar düzeltme ve temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, peşin alınan temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine. karar düzeltme harcının davacı idareden peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, H.U.M.K’nun 442. maddesi göz önünde bulundurularak takdiren 450,00-TL. para cezasının karar düzeltme isteyen davacı idareden alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydedilmesine, 12/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.