20. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2766 Karar No: 2018/5967 Karar Tarihi: 25.09.2018
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/2766 Esas 2018/5967 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Toplu yapı adı altındaki oluşumun parsel yönetimin aidat toplama yetkisine müdahalesinin önlenmesi ve istirdat istemine ilişkin bir dava açılmıştır. Mahkeme, davacının doğrudan hukuki menfaatinin mevcut olmadığı ve davanın doğrudan zarar gören parsel yapı yönetimleri tarafından açılması gerektiği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar vermiştir. Ancak temyiz üzerine Daire, davacının dava dilekçesi ile parsel yönetimine ödenmesi gerekirken toplu yapı yönetimine ödendiğini iddia ettiği bir aidat borcunun istirdatını talep etmediğini belirtmiş ve hükümde usulden reddi yerinde bulmamıştır. Kararda, hukuken duruşma açılmadan karar verilebilmesi için hukukun cevaz verdiği hallerin olması gerektiği belirtilmiştir. HMK'nın Hukuki Dinlenilme Hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilemeyeceği, iddia ve savunma hakkını güvence altına alan bu maddenin doğal sonucu olarak mahkemece tarafların dinlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda ayrıca, dosya üzerinden inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı ifade edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, HMK'nın Hukuki Dinlenilme Hakkı başlıklı 27. maddesi ve Anayasa'nin 36. maddesi belirtil
20. Hukuk Dairesi 2018/2766 E. , 2018/5967 K.
"İçtihat Metni"
......
Taraflar arasındaki toplu yapı adı altındaki oluşumun parsel yönetimin aidat toplama yetkisine müdahalesinin önlenmesi ve istirdat istemine davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairenin 06/02/2018 gün ve 2017/1044 E- 2018/681 K. sayılı kararıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, toplu yapı adı altındaki oluşumun parsel yönetimin aidat toplama yetkisine ilişkin müdahalesinin önlenmesi ve istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece davacının doğrudan hukukî menfaatinin mevcut olmadığı, bu kapsamda taraf ehliyetinin bulunmadığı, davanın doğrudan zarar gören parsel yapı yönetimleri tarafından açılması gerektiği, aktif dava ehliyeti yokluğu gerekçesiyle duruşma açılmadan dosya üzerinden yapılan inceleme ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmün temyizi üzerine Dairece, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, davacı dava dilekçesi ile parsel yönetimine ödenmesi gerekirken toplu yapı yönetimine ödendiğini iddia ettiği bir aidat borcunun istirdatını talep etmediği anlaşılmakla yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir. Duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Başka bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin İİK"nın 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet davası gibi). Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez. HMK"nın Hukuki Dinlenilme Hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan........ maddesi ile 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece taraflar dinlenmek, iddia ve savunmalarını sunmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır. ....... Bu nedenlerle, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Dairenin 06/02/2018 gün ve 2017/1044 E- 2018/681 K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde iadesine 25/09/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.