Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/27260
Karar No: 2018/6740
Karar Tarihi: 15.03.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/27260 Esas 2018/6740 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/27260 E.  ,  2018/6740 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... Mad. Nak. İnş. Taah. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 20.10.2012 tarihinden itibaren taş kırma, eleme tesisinde işletme kurma ve işletme sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin 15.03.2014 tarihinde davalılar tarafından haksız olarak feshedildiğini, davalı şirketlerin kardeş şirketler olduğunu ve davacının bilgisi dışında şirketler arasında giriş-çıkış yapıldığını, davacının son aylık net ücretinin 5.000,00 TL olduğunu, ancak ücretinin Sosyal Güvenlik Kurumu"na asgari ücret olarak gösterildiğini, davacının günlük çalışmasının 07.00-19.00 saatleri arasında gerçekleştiğini, haftanın 7 günü çalıştığını, dini bayram günleri dışındaki tüm resmi bayram ve tatillerde çalıştırıldığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, son aylık ücretinin ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti, ücreti, asgari geçim indirimi ile hafta tatili çalışma ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılardan ... Mad. Nak. İnş. Taah. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının konkasör işçisi olarak asgari ücretle çalıştığını, davacıya işçilik alacaklarının karşılığı olarak 22.05.2014 ve 15.05.2014 tarihlerinde ödeme yapıldığını, son aya ait ücretinin de ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı ...Taahhütü Mad. İnş. Turizm Tarım Nak. San. Tic. A.Ş. yetkilisi, davacının hiçbir zaman firmada çalışma yapmadığını, iş arama için şirkete başvuru yaptığını, ancak işe alınmamakla birlikte sehven işe girişin yapıldığını ve hatanın fark edilmesi üzerine aynı gün çıkışının verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.


    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı ... Mad. Nak. İnş. Taah. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve temyiz nedenlerine göre davalı ... Mad. Nak. İnş. Taah. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı işçinin hafta tatili kullanıp kullanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
    Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalıya ait işyerinde çalışan davacının, davacı tanık beyanlarından hareketle; tüm hafta tatili günlerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davalı tanıkları haftanın bir günü çalışılmadığını beyan etmiştir. Emsal dosyada sunulan tanık beyanlarının incelenmesinde şehir dışından gelenlerin hafta tatili kullanmadığı sonrasında toplu izin kullandığı beyan edilmiş, şehir dışından gelmeyenlerin ise hafta tatillerini kullandıklarının beyan edilmiştir. Davacının hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı, çalışmış ise ne sıklıkla çalıştığı konusunda tanık beyanları çelişkili olup mahkemece beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabulü ile hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozma nedenidir.
    3-Mahkemece fesih tarihi 15.03.2014 kabul edilmiş ise de davacı tanığı ‘’Bende 2013 şubat sonunda başladık 2014 şubat sonunda bizi çıkardılar. Şemsettin alemdarda aynı şekilde çıkarıldı. Ancak sigortaya 24ü diye bildirmişler. Biz bunu mart ayında öğrenince anlaşamadık. Çıkardılar şantiyede durmuştu. Üretim de yoktu ondan dolayı para vermemek için yaptılar heralde..’’ şeklinde beyan da bulunmuş olup tanık beyanı davacının iddiası ile çelişmiştir. Bu halde kayıtlarda yer alan çıkış tarihinin kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir.
    4-Taraflar arasında davacının aldığı ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunu"nun 323. maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    4857 sayılı Kanun"un 8. maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı Kanun"un 37. maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu Mahkemece resen araştırılmalıdır.
    Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanun"un 8. ve 37. maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda; davacı, aylık 5.000,00 TL net ücret ile çalıştığını iddia etmiş, davalı, davacının iddia ettiği ücretin gerçekle bağdaşmadığını savunmuştur. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının, davalılara ait şantiyeleri kuran ve işletmesini üstlenen kişi olduğu ve asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı belirtilerek iddia gibi aylık 5.000,00 TL ücret aldığı kabul edilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir. Davacı tanıkları davacının 5.000,00 TL ücretle çalıştığını beyan etmişler, davalı tanıkları ise bu yönde herhangi bir beyanda bulunmamışlar. Ticaret Odası ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığına emsal ücret bildirilmesi için yazılan yazılarda davacının işinin taş kırma eleme tesisinde usta olarak belirtildiği görülmüştür. Ticaret odasından verilen cevapta maaş bordrosunda yer alan ücreti alabileceği, Bakanlık tarafından yazı cevabı ekinde sunulan listeye göre ise taşçı ustasının ücretinin 1.384,50 TL olduğu bildirilmiştir. TUİK sayfasından yapılan araştırmada ise konkasör operatörünün ücretinin net 1.135,28 TL olarak yer aldığı anlaşılmıştır. Mahkemece araştırma yapılırken davacının işi farklı kabul edilmiş, hüküm verilirken farklı değerlendirilmiştir. Bu noktada davacının yaptığı işin açıklığa kavuşturulması gerektiği açıktır. Tanık beyanlarına yeniden başvurulmalı davacının işi netleştirilmelidir. Sonuca göre gerekirse yeniden emsal ücret araştırması yapılarak karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalı olup bozma sebebidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi