(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2018/5099 E. , 2021/2933 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu,... İlçesi Büyükhan Mahallesi çalışma alanında bulunan 407 parsel sayılı 57.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Salih Göçer adına tespit edildikten sonra, hükmen davalı ... ve müşterekleri adına tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 407 parsel sayılı taşınmazın 7.600,00 metrekaresinde davacı ..."ın hak sahipliği tespit edilmiş olmakla, belirtilen yüzölçümü üzerinden 407 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı ... adına pay verilerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı ...’in, davaya konu taşınmazın 7.600,00 metrekarelik bölümüne ilişkin davayı kabul etmesi nedeniyle keşif yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davacı, taşınmazının 28.000,00 metrekare olmasına rağmen tapu kaydında 20.400,00 metrekare olarak tescil edilmesi nedeniyle 7.600,00 metrekarelik kısmın komşu parsel olan 407 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tescil edildiğini ileri sürerek dava açmış; davalı ise davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Ne var ki, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1976 yılında yapılıp 1997 tarihinde kesinleştiği, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı 30.06.2015 tarihi arasında Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Hak düşürücü süre, maddi hukuka ilişkin dava şartlarından olup, hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin hakim tarafından re"sen gözetilmesi gerekir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, açıklanan nedenlerle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılmak suretiyle işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.