22. Hukuk Dairesi 2015/27242 E. , 2018/6737 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 2004 yılından beri davalı şirkette çalıştığını, emekliliği hak etmesi nedeniyle ve de başkaca sıkıntılarla birlikte haklı nedenle işinden ayrıldığını, 15 yıllık sigortalılık süresini ve 3600 günlük prim ödeme gün sayısını doldurmuş olduğuna dair SGK yazısı bulunduğunu, davalıya 17.07.2013 tarihinde noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini, ancak cevap verilmediğini, son ücretinin net 3.000TLolduğunu,sigorta primlerinin ise asgari ücret üzerinden yatırıldığını,davacının haftanın 6 günü 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, dini bayramların ilk günü hariç diğer UBGT günlerinde izin kullandırılmadığını, 10 yıldır davacının en fazla 15 gün yıllık izin kullanabildiğini, işverence yemek, yol ve gıda gibi yardımların yapıldığını, avans dışında bakiye maaşının 1,5 aylık kısmının da ödenmediğini belirterek Kıdem tazminatı, Fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, Bakiye ücret alacağı, Yıllık izin ücreti alacağını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ihtarnamesi ile emekli olmak istediğini davalı şirkete belirterek işten ayrıldığını, ancak buna ilişkin SGK tarafından verilmesi gereken evrakı şirkete sunmadığını, davacının feshinin haklı olmadığını, davacıyla anlaşılan ücretlerin çalışma süresince kendisine düzenli olarak ödendiğini, tüm ücret alacakları için zamanaşımı definde bulunduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davacının fazla çalışma alacağı bulunup bulunmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı kanunun 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Somut olayda; davacı haftanın 6 günü 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, iddia etmiş, davalı taraf ise Yargıtay içtihatları uyarınca, işçinin ihtirazı kayıtsız olarak fazla mesai ücreti alması durumunda, bunun dışındaki fazla mesai yaptığına ilişkin iddialarının dinlenemeyeceğini, işçinin sürekli olarak fazla mesai yapması da, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunmuş , Mahkeme çalışma düzeni iddia gibi kabul edilmiş ve fazla mesai alacağı Yargıtay içtihatlarının dikkate alındığı belirtilerek günlük 3 saat kabul edilmiştir. Davacı tanığı çalıştığı süre içerisinde haftanın tüm günlerinde 08.00-22.00 arasında çalıştığını beyan etmiş , diğer davacı tanığı da davacının davalı işyerinde Bölge Müdürü olarak çalıştığını , birlikte 3-4 ay kadar çalıştıklarını, …...çalıştığı süre içerisinde haftanın tüm günlerinde 08.00-22.00 arasında çalıştığını beyan etmiş, davalı tanığı 08.00- 16.00 ve 14.00-22.00 şeklinde iki vardiya halinde çalıştığını beyan etmiş, diğer davalı tanığı ise davacı ile tahminan 5-6 yıl kadar birlikte çalıştıklarını, davacının davalı işyerinde Bölge sorumlusu olarak çalıştığını, ortalama 09.00-17.00 arasında çalıştığını beyan etmiştir. Davalı tarafın tanıkların husumetli olduğu itirazı yerinde ise de; dosya içeriğine göre davacı ile aynı işte çalıştıkları anlaşılan tanıkların açtığı davada. dava konusu alacakların kısmen kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda tanık, beyanları Yargıtay incelemesinden de geçen Mahkeme kararı ile kısmen doğrulanmıştır. Ancak; davacının ayrılmadan önce Bölge Müdürü olarak çalıştığı ve bu görevden önce başka görevlerde yaptığı anlaşılmakla ne kadar süre ile Bölge Müdürü olarak çalıştığı, diğer işlerde de aynı çalışma düzeninde çalışıp çalışmadığı, ücretinin aynı olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Buna göre, tanıklardan yeniden sorularak davacının yaptığı işe göre her dönem yaptığı fazla çalışma süreleri ve fazla çalışma dönemsel ücreti ayrı ayrı belirlenmelidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isek halinde ilgiliye iadesine 15.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.