11. Hukuk Dairesi 2016/13547 E. , 2018/4767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/07/2016 tarih ve 2014/455-2016/301 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı baka nezdinde iki tane vadeli hesabının bulunduğunu, hesaplarında 242.700,00 TL ve 187.879,00 TL bulunduğunu, buna ilişkin hesap cüzdanının olduğunu ve hesap cüzdanına işlenmiş olduğunu, 2014 yılı Mart aylarında davalı bankanın ... Şubesi"nde bir takım yolsuzluklar olduğu, çalışanların hesaplarda oynama yaptığının tespit edildiğini, banka içi inceleme başlatıldığını, bu inceleme sonucunda davacının banka işlemlerini yürüten banka çalışanı ... hakkında soruşturma başlatıldığını, bu inceleme ve soruşturma sırasında davacının 242.700,00 TL"lik hesabının banka kayıtlarında 209.765,55 TL, 187.879,00 TL"lik hesabının da banka kayıtlarında 152.536,36TL olarak gözüktüğünü, hesap cüzdanı ile banka kayıtlarının birbirini tutmadığının ortaya çıktığını, toplamda 430.253,00 TL olması gerektiği halde 362.301,19 TL çıktığını, 67.951,81 TL eksik olduğunu, 14/03/2014 tarihinde bankaya müracaat ederek bu eksik parasını istediğini, davalı bankanın davacıyı oyaladığını iddia ederek 01/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 67.951,81 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının uzun yıllardan beridir davalı ile çalıştığını, yapılan incelemede davacının zararının olmadığını, hesap cüzdanı ile banka kayıtları arasındaki fahiş farkın nedeninin mevduata uygulanan faiz oranının gerçekte %8,75 iken hesap cüzdanında bu oranın elle %16 olarak gösterilmiş olmasından kaynaklandığını, davacıya ait hesap cüzdanı üzerine elle yazılan yazıların davalı bankayı bağlayıcı niteliği bulunmadığını, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın banka müşterisinin elindeki hesap cüzdanı ile banka kayıtları arasındaki farkın tahsili istemine ilişkin olduğu, davacıya verilen hesap cüzdanın banka kaşe ve yetkili imzalı olduğu, aradaki farkın 68,277.45 TL olduğu, davacı müşteri tarafından ibraz edilen banka kaşe ve yetkili imzasının olduğu hesap cüzdanını hükümden düşüren bir olgunun varlığının davalı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak 67,951.81 TL"nin 01.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.481,34 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden davalıdan alınmasına, 25/06/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, davacının, davalı banka nezdinde bulunduğunu ileri sürdüğü mevduat bakiyesinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, davalı nezdindeki mevduatını ispat zımnında iki adet hesap cüzdanına dayanmış olup davalı yan söz konusu hesap cüzdanı bilgilerinin tahrif edildiğini, faizin olağandan fazla gösterilmiş olduğunu, davacının söz konusu yüksek faiz üzerinden hesap yaparak iade talebinde bulunduğunu savunmuş olup sunulan hesap cüzdanı sayfalarının çıplak gözle incelenmesinde dahi cüzdana banka sisteminin işlediği bilgilerin özellikle toplam kısımlarının elle tahrif edildiği, cüzdan sayfalarından birinde olağan faiz oranları yazılı iken, bilirkişi tarafından da saptandığı üzere, bu faiz oranına göre vade sonu devir bakiyesinin üzerinde elyazısı ile fazla toplam yazılmış olduğunun göze çarptığı, hesap cüzdanının davacı yeddinde belgeler olması da gözetildiğinde, davalı yanın bu savunması üzerinde durulmaksızın sonuca gidilmiş olması yerinde olmamıştır. Somut olaya benzer bir davada verilen hükmün bozulmasına yönelik Dairemizin 14.1.2003 tarih ve 2002/8654 Esas, 2003/253 Karar sayılı ilamında da anılan hususlara işaret edilmekte olduğu gözlenmektedir. Şu halde, eksik incelemeye dayalı hükmün bozulması görüşünde olduğumdan Daire çoğunluğunun onama düşüncesine katılmıyorum.