11. Hukuk Dairesi 2016/13775 E. , 2018/4763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/07/2016 tarih ve 2015/148-2016/616 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının kamuoyu tarafından da bilindiği üzere Avrupa"daki Türk işçilerinden para tahsil eden şirketlerden biri olduğunu, davacının parasını istediği her zaman geri alabileceği, karşılığında yüksek oranda faiz verileceği vaatleri ile Avrupa"daki birçok Türk işçisi gibi davalı tarafından dolandırıldığını, 21.10.2000 ve 12.02.2001 tarihli teslim- tesellüm belgesi adlı belgeler ile davalı tarafından 26.400 DM ve 13.200 DM olmak üzere toplam 39.600 DM tahsil edildiğini, bu belgeler karşılığında davalı şirketin hisse senetlerinin verildiğini, davalı tarafından yapılan bu para toplama faaliyetinin SPK, Eski TTK, Banka Kanunu, BK ve sair mevzuata aykırı olduğunu, davalının hisse senedi satamayacağını, halka arz edemeyeceğini, mevduat kabul edemeyeceğini, para toplamayacağını iddia ederek 20.247,16 Euro ( 39.600 DM ) "nun tahsil tarihi itibariyle 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasındaki ilişkinin şirketler hukukuna-hamiline hisse senedi alımına dayalı olduğunu, davacı tarafından açılan bu davanın vasfının alacak davası olmadığını, ortaklık ve ortaklık paylarına ilişkin bir dava olduğunu, davacının şirkette ortak olduğunu, davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 379-387. maddelerine göre bu davayı açamayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla faizin dava tarihinden itibaren işletebilecek olup yasal faize hükmedilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından 21.10.2000 tarihli teslim-tesellüm belgesi ile 26.400 DM değerinde 6 adet 220.000.000 TL nominal değerli ve 13.02.2001 tarihli teslim-tesellüm belgesi ile 13.200 DM değerinde 3 adet 110.000.000 TL nominal değerli hamiline yazılı hisse senetlerinin davacıya teslim edildiği, SPK denetleme raporları ve dosyadaki raporda belirtildiği gibi davacının yaptığı işlemi, hisse senedi alımı olarak değil geri alım güvenceli bir tür kredi işlemi olarak algıladığı ve bu şekilde davalı tarafından ikna edildiği, davalı tarafça satılan senet bedelleri karşılığında ödedikleri katılım paylarının iade edileceğinin holdingin kurulduğu tarihten itibaren yapılan ilanlar ile duyurulduğu, bu nedenle yapılan satış işleminin Eski BK"nın 19 ve 20. maddelerindeki emredici düzenlemeye aykırılık nedeniyle geçersiz olduğu, davacının 39.600 DM karşılığı 20.247,16 Euro"yu davalıdan
geri isteyebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.247,16 Euro"nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.913,08 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.