10. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/2564 Karar No: 2019/4571 Karar Tarihi: 21.05.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/2564 Esas 2019/4571 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2019/2564 E. , 2019/4571 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz olarak ödenen sağlık giderlerinin yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davalı işveren ... adına işlem gören işyeri çalışanlarının 2012/3., 2012/4. ve 2012/5. aylarında kuruma yapılan tüm sigorta hizmet bildirimlerinin kurum denetmenince düzenlenen 13/07/2012 tarih ve 94 sayılı rapora istinaden iptal edildiğini, sahte sigortalılık nedeniyle kurumun zarara uğratıldığını, yersiz yapılan sağlık harcaması toplamı 10.126,47 TL"nin ödeme ve sarf tarihlerinden itibaren işlemiş faiziyle 5510 sayılı Kanunun 96. maddesi gereğince yasal faiziyle davalıdan tahsiline ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. 1-Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalı, çalışmanın geçtiği iddia edilen iş yerine dair düzenlenmişl Kurum müfettiş raporu ve dayanak belgeler varsa dosya içerisine getirtilmeli, yine çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerinden bildirimi bulunup iptal edilmeyen bordrolu tanıkların yeteri kadarının beyanlarına başvurulmalı, ilgili işyerinin hangi tarihten itibaren faal olduğu ile çalışma ruhsatı alıp almadığı araştırılmalı, işyeri işvereninin vergi kayıtları irdelenerek çalışan sayısı tespit edilmeye çalışılmalı, komşu işyeri bodro tanıkları ve işverenleri tespit edilerek beyanlarına başvurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir. 2-Somut olayda; Mahkemece öncelikle sigortalılara yapılan tedavi masrafının tahsiline ilişkin davada, sigortalı olarak davalı işveren kayıtlarında çalıştıkları gösterilen ve hizmetleri iptal edilen şahıslar yönünden, sigortalılık süresinde fiili ve gerçek çalışma yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda yöntemince araştırılmalı, bu araştırma sonucunda fiili çalışma varsa davalı işveren aleyhine tahakkuk eden tedavi giderlerinden sorumlu olmayacağı gözetilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.