14. Hukuk Dairesi 2015/18724 E. , 2018/4814 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili tarafından, davalı ... Tavukçuluk Üretim Paz. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 26.02.2015 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesindeki 8 parseldeki 18 nolu bağımsız bölüm üzerinde davalı şirket lehine kurulan ipoteğin ve diğer şerhlerin terkinini talep etmiştir.
Davalı yan ise feragat harcını borçlu taraf dosyaya yatırdığında feragat edeceklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince ... siciline tescil edilmesi gerekir.
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, üst sınır ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan üst sınır ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan, taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir. Türk Medeni Kanununun 875.maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, gecikme faizi, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan borcun toplam miktarının bu limiti aşması olanaklı değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurlunu 1989/11-294 E. – 1989/378 K. ve 24.05.1989 tarihli kararında da yukarıdaki kural benimsenmiştir. Bu kural uyarınca üst sınır ipoteğinde alacak bakımından bir üst sınır tespit edilerek teminatın kapsamı saptanmaktadır. Bu şekilde rehin edilen alacağın tutarı değil, ipotekli gayrimenkulün sorumlu olduğu üst miktar belirlenmektedir. O halde teminat, alacağı ve alacaklı icra takibi yapmışsa takip giderleri ile temerrüt faizlerini, üst sınıra kadar sınırlamaya tabi olmaksızın sağlamaktadır. Bu bakımdan üst sınır ipoteği kurulurken akit tablosuna üst sınır belirlenmesi yapıldıktan sonra “ bu meblağa ilaveten” denilmek suretiyle ilave yapma olanağı bulunmamaktadır. Yapılsa da geçerli sayılmaz. Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
Bütün ilkeler sonucunda Somut olaya gelince; taraflardan alacaklının (davalı şirket) ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla Samsun 8. İcra Müdürlüğünün 2012/5737 esas sayılı dosyasında davacı aleyhine icra takibi yaptığı ve bu esnada davalı şirket alacağını aldığından taşınmazın satış aşamasına gelindiği ancak satışının yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; İpotek, azami meblağ (üst sınır) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, dosyaya davacı vekili tarafından temyiz aşamasında sunulan ibranamenin değerlendirilmesi, gerekirse bilirkişi marifetiyle davalı şirketi ile dava dışı şirketin ticari defterleri incelenerek davacının temsilci olduğu dava dışı ... Gıda Turizm Nak. Kozm. Paz. Tic. Ltd. Şti."nin borçlu olup olmadığı tespit edilmesi, dava dışı şirketin borcu olmadığının anlaşılması halinde ise davanın kabulüne karar vermek olmalıdır.
Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.