10. Hukuk Dairesi 2016/18744 E. , 2019/4562 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... Kilit ve Mobilya Aksesuarları San. Tic. A.Ş., ..., ..., Metal Pres ve davalı kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu davada, davacı, davalı işverenlere ait işyerinde 10.01.1985-01.01.1987 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı sigortalı olarak çalıştığını belirterek hizmetinin tespitini istemiş, Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın reddine; davacının, davalı ......Metal Pres işyerinde 10/01/1985-30/06/1985 arası 170 gün, 01/07/1985-30/09/1985 arası 90 gün, 01/10/1985-30/12/1985 arası 90 gün olmak üzere; davalı ... Kilit ve Mobilya Aksesuarları San.Tic.A.Ş. (eski unvanı ... Kilit Sanayi Tic.A.Ş.) işyerinde 01/01/1986-30/06/1986 arası 180 gün, 01/07/1986-30/12/1986 arası 180 gün olmak üzere kuruma bildirilmeyen hizmeti bulunduğunun tespitine dair kısmen kabul kararı verildiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihi de kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
1-Somut olayın incelenmesinde yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, 25.01.1985 günlü işe giriş bildirgesi kapsamında 10.01.1985-24.01.1985 tarihleri arasındaki dönem yönünden dava hak düşürücü süreye uğramıştır.
2- 25.01.1985 – 30.12.1986 tarihleri arası kabule konu dönem yönünden ise, Mahkemece verilen karar eksik araştırma ve hatalı değerlendirmeye dayalıdır. Mahkemece yapılan araştırma sonucunda davalılardan ... ve ... adına kayıtlı ... Metal Pres unvanlı işyerinin 1985/1-2-3. dönemlerine ilişkin uyuşmazlık konusu döneme ait bordro bulunmadığı; diğer davalı (eski unvanı) ... Kilit Sanayi ve Tic. A.Ş."ye ait işyeri bordro kayıtlarının ise dosya içerisine alındığı ancak bordro tanıklarının beyanlarına başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı iş yerinden getirtilen bordro kayıtlarından, bu işyerinden bordroya geçmiş çalışanlar re"sen tespit edilerek, yeteri kadar bordro tanığının bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bu kapsamda davacının davalı iş yerindeki çalışma şekli ve süresi hiç bir duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulmalı, böylece tüm deliller değerlendirilmek suretiyle yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmü yer almaktadır.
Mahkemece, davalı ... hakkında davanın reddine karar verildiğine göre, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, adı geçen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve davacı lehine hükmolunan vekalet ücretinden sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden davalı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılar ... Kilit ve Mobilya Aksesuarları San. ve Tic.A.Ş., ... ve ..."e iadesine, 21.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.