Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte gerçekleştirilen ihalenin usulüne uygun yapılmadığını belirterek feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir.
İİK.nun 114.maddesinde, ilanın şeklinin, icra müdürlüğünce ilgililerin menfaatlerine en uygun şekilde tayin olunacağı öngörülmüştür. İcra müdürünün, sözü edilen takdir hakkını olaya uygun şekilde kullanıp kullanmadığının, ihalenin feshi istendiğinde icra mahkemesince ve Yargıtay"ca denetlenmesi gereklidir.
Somut olayda, icra müdürlüğünün, 01/06/2010 tarihli satış kararında; "satışın, taşınmaz köy muhtarlığı sınırları içerisinde ise, bu muhtarlığa gönderilerek halkın en çok görebileceği bir yerde asılmak suretiyle ilanına ve ilan edildiğine dair tanzim edilecek tutanağın istenmesine” ve "taşınmazın özelliğine göre Türkiye genelinde bir gazetede ilanına" karar verildiği görülmektedir. Buna göre, taşınmaz köy sınırları içerisinde değil ise, ilanın yapılması da söz konusu olmayacaktır.
O halde, mahkemece, satış kararının değerlendirilmesinde hataya düşülerek, şikayete konu taşınmaz belediye sınırları içerisinde olduğu halde satışın köyde ilanına karar verilmesi nedeniyle ihalenin feshine hükmedilmesi isabetsizdir.
Öte yandan mahkemece, satış ilanının, icra müdürlüğü ilan panosuna asıldığına dair tutanakta icra müdür yardımcısının imzasının bulunmaması ihalenin feshi nedeni olarak kabul edilmiş ise de, bu husus, sonradan tamamlanabilecek şekli bir eksikliktir. Aksi halin kabulü, aşırı şekilcilik olup, hak kaybına sebebiyet verir. Kaldı ki, satış ilanının icra müdürlüğü ilan panosuna asılmadığı da iddia ve ispat edilmemiştir.
Ancak; ihale konusu taşınmaza bilirkişilerce 130.000,00 TL kıymet takdir edildiği halde, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen 01/06/2010 tarihli satış ilanı ve şartnamede, taşınmazın değerinin 127.200,00 TL olarak gösterildiği ve icra müdürlüğünün ilan panosunda da bu şekli ile ilan edildiği, daha sonra 18/06/2010 tarihinde bu yanlışlık düzeltilerek yeniden satış ilanı ve şartname hazırlandığı görülmektedir. Satış ilanı, gazetede, düzeltilmiş şekli ile ilan edilmişse de, ilan panosuna düzeltilmiş satış ilanının asıldığına dair tutanak dosyada bulunmamaktadır. Ayrıca İİK. nun 106–144.maddelerinde paraya çevirme ile ilgili hükümler yer almış, aynı Kanunun 129/2.maddesine göre, ikinci ihale gününde satış yapılması halinde, artırma bedelinin, taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az % 40’ını bulması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması zorunlu kılınmıştır. Bu durumda satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İ.İ.K.’nun 128.maddesi, paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde bulunmaktadır. Bu nedenle taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekir.
Somut olayda, taşınmazın ikinci ihale günü satıldığı ve 54.500,00-TL. olan satış bedelinin, 130.000,00- TL. tahmini değerin %40’ı olan 52.000,00-TL.’ye gazete ilanı için sarf edilen gider olan 2.108,76-TL.’ nin ve 481,50-TL. kıymet takdiri giderinin eklenmesi halinde oluşan miktarı dahi karşılamadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, paraya çevirme giderlerine satış yolluğu ve tebligat giderlerinin de ilavesi gerekir.
O halde, mahkemece, taşınmazın değerinin düzeltilerek hazırlanan satış ilanının, icra müdürlüğü ilan panosunda ilan edilmemesi ve İİK. nun 129/2.maddesi şartlarının gerçekleşmediği hususu re’sen gözetilerek ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle ihalenin feshi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, sonuçta ihalenin feshine karar verildiğinden sonucu doğru olan kararın onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 18,40 TL onama harcı alındığından mahsubuna bakiye, 2,75 TL harcın temyiz edenden alınmasına, 09/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.