23. Hukuk Dairesi 2016/6368 E. , 2016/5206 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında koruma ve güvenlik hizmet alımına ilişkin sözleşme olduğunu, davalı tarafça davacının hak edişlerinden 2007, 2008 ve 2009 yılları arasında güvenlik hizmetleri ihale suretiyle hizmet alımı işinin davacı şirketçe yapıldığının söz konusu yıllarda çalışan işçilerin davalı kuruma yapmış oldukları başvurular doğrultusunda ödenmeyen kıdem alacaklarının ödenmesi amacıyla 27.235,00 TL kesinti yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin hizmet işleri genel şartname kapsamında geçmiş dönemdeki ihaleleri etkileyemeyeceğini, yapılan kesintinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kurumca davacı hak edişinden kesilen 27.235,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yapılan kesintinin hukuka, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin mahiyetinin hizmet alım sözleşmesi olduğu, yapım onarım sözleşmesi olmadığı için 4857 sayılı Yasa"nın 36. madde hükümlerinin tatbikinin mümkün bulunmadığı, alt işverenin değişmesine rağmen işçilerin çalışmaya devam ettiği sürece kıdem tazminatı ödenemeyeceği, bu durumda kıdem tazminatı hakkı bulunmayan işçilerin taleplerine dayanılarak davacı hak edişlerinden kesinti yapılmasının yasal olarak mümkün olmadığı ve yapılan kesintinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı tarafından çalıştırılan işçilerin (2007-2009 döneminde) kıdem tazminatlarının işçilere ödendiğinden bahisle, davalı tarafından davacı hak edişlerinden kesinti yapılmasının önceki sözleşmede bu konuda herhangi bir hüküm bulunmaması nedeni ile usulüne uygun olmadığı ileri sürülerek, kesilen bedelin iadesi için dava açılmış ve mahkemece talep kabul edilmiştir. Taraflar arasında 2007-2009 döneminde hizmet sözleşmesi bulunduğu, davacıya ait işçilerin davalı işyerinde sözleşme süresince çalıştıkları, bu dönemle ilgili olarak sözleşme sonunda kıdem tazminatı talebinde bulundukları ve tazminatlarının davalı tarafından ödendiği sabittir. Bu ödeme işçilerin, davacı işçileri olması nedeniyle davacıdan talep edilmesi genel hükümlere göre mümkündür. Davacının sonraki sözleşme uyarınca, hak edişinden bu kesintinin yapılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Önceki sözleşmelerde kesinti yapılacağına dair hüküm bulunmaması ödenen kıdem tazminatının işçileri çalıştıran davacı işverenden tahsil edilmesine engel teşkil etmez. Bu hususlar nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
../..
S.2.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.