9. Hukuk Dairesi 2015/7242 E. , 2017/1019 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde ticari bankacılık müşteri ilişkileri yönetmeni olarak çalışırken fazla çalışma yaptırılıp ücretlerinin gerektiği gibi ödenmemesi üzerine iş sözleşmesini haklı olarak fesh ettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma alacağının tahsilini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı def"ini öne sürüp, davacının haksız yere işi bırakıp istifa ettiğini, işyerinde fazla çalışma yapıldığı takdirde kayıt altına alınıp ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, " Dosyaya sunulan tüm bilgi ve belgeler incelenmiş, dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek rapor alınmış, alınan bu rapor dosya içeriğine, bilimsel verilere, yasa ve usule uygun bulunarak tanık beyanları, iş yeri dosyası, bilirkişi raporu nazara alınarak davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur" gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilip kıdem tazminat ile fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Kararın usul hükümleri yönünden incelenmesinde;
Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı).
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece gerekçeli kararda dava dilekçesi ve cevap kısaca özetlenmiş, tanık beyanları yazılmış, aynen " Dosya sunulan tüm bilgi ve belgeler incelenmiş, dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek rapor alınmış, alınan bu rapor dosya içeriğine, bilimsel verilere, yasa ve usule uygun bulunarak tanık beyanları, iş yeri dosyası, bilirkişi raporu nazara alınarak davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Hesaplanan fazla mesai ücretinden %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılmıştır." şeklinde gerekçe oluşturulmuştur.
Mahkemenin kararında maddi vakıalar, iddia ve savunmadan hangisine hangi sebeple üstünlük tanındığı, hangi alacak kaleminin hangi nedenle, ne şekilde kabul edildiği, hangi tanık beyanına yada delile neden itibar edildiği açıklanmadığı gibi hesaba esas hizmet süresi, ücret, diğer hesap unsurlarının ne olduğu, bu sonuca nasıl ulaşıldığı yazılmadığı gibi hükme dayanak bilirkişi raporunun ne olduğu dahi açıklanmamıştır.
Bu şekilde oluşturulan karar gerekçesi 6100 sayılı HMK"nın 297.maddesine açıklanan ve amaçlanan unsurları taşımamaktadır.
Anayasanın 141 inci maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu" nun 297 nci maddesinde amaçlandığı şekilde gerekçe taşımayan kararın bozulması gerekmiştir.
2- Kararın esasına yönelik yapılan inceleme sonucunda;
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının izinli olup, fiilen çalışmadığı günlerin fazla çalışma ücreti hesabında dışlanması gerektiğinin gözetilmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.