19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14496 Karar No: 2016/1521 Karar Tarihi: 04.02.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/14496 Esas 2016/1521 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu mahkeme kararı, bir tespit davasıyla ilgilidir. Davacı, bayilik sözleşmesine uygun davranmayan davalının eksik mal aldığını ve müvekkilinin 33.823 USD alacağı olduğunu iddia etmiştir. Mahkeme davayı kabul etmiş ve olumlu tespit hükmü kurmuştur. Ancak, bu tür bir durumda eda davası açılması gerektiği ve davanın bu nedenle reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararın sonunda, HUMK ve HMK hükümlerinin uygulanacağı, somut olayda HUMK hükümlerinin uygulanacağı ve vekilin takdir edilen duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 1086 sayılı HUMK, 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi.
19. Hukuk Dairesi 2015/14496 E. , 2016/1521 K. "İçtihat Metni"
ESAS NO : ... KARAR NO : ... T.C. YARGITAY ...Hukuk Dairesi ESAS NO : ... KARAR NO : ... Y A R G I T A Y İ L A M I
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı asil... ile davalı vek.Av...ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmenin eki niteliğindeki taahhütnameye uygun davranmadığını, eksik mal aldığını belirterek eksik alım nedeniyle müvekkilinin davalıdan 33.823 USD alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 2002 yılında başladığı, 2005 yılında da sözleşmenin yenilenerek ticari ilişkinin devam ettiği, 2005 yılındaki sözleşme ile aynı tarihli taahhütname imzalandığı, taahhütnamenin sonradan yapılan sözleşmeye ilişkin olduğu, alınan bilirkişi raporu ile alacak miktarının belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesi içeriğinden davacı yanın davalıdan olan alacak miktarının 33.823 USD olduğunun tespiti talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum itibari ile davacının talebi olumlu tespit niteliğindedir. Nitekim mahkemece de olumlu tespit hükmü kurulmuştur. Dava 1086 sayılı HUMK"un yürürlükte olduğu dönemde açılmıştır. 6100 sayılı HMK"nın 448. maddesi uyarınca tamamlanmış işlemlere etkili olmamak kaydı ile HMK hükümleri derhal uygulanacağından ve somut olayda dava açılmakla dava açma evresi tamamlanmış olduğundan HUMK hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup, eda davası açılması gereken hallerde olumlu tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın bu nedenle reddi gerekirken bu yön gözetilmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 04/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.