Hukuk Genel Kurulu 2013/2431 E. , 2015/2341 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3. Tüketici Mahkemesince istemin kabulüne dair verilen 15.12.2010 tarihli ve 2009/266 E. 2010/964K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 26.10.2011 gün ve 2011/8272 E. 2011/15461K. sayılı ilamı ile;
(..Davacı, satıcı yüklenici firma Muscan A.Ş. ile Palmiye Konakları sitesindeki 24 nolu bağımsız bölümün 40.000 TL"si peşin, 40.000 TL"si konut kredisi olmak üzere 80.000 TL"ye satışı konusunda 27.7.2006 tarihli satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi imzaladıklarını, peşin ödemenin banka kanalıyla, 40.000 TL"nin de Akbank tarafından tahsis edilen konut kredisiyle ödendiğini, teslim tarihi 30.6.2008 olarak kararlaştırılmasına rağmen inşaatın temelinin dahi atılmadığını, tapu devrinin de yapılmadığını, Bu nedenle davalı şirkete 24.10.2008"de ihtarname keşide ederek edimini yerine getirmesini istediğini, ancak davalının halen edimini yerine getirmediğini, konutların belirlenen sürede teslim edilmemesi halinde sürenin bitiminden itibaren 3. aydan itibaren her ay için 1000 TL cezai şart ödeneceği kararlaştırıldığını, davalı bankaya olan kredi borcunu da 44.388 TL ödeyerek kapattığını ileri sürerek, davalı bankanın satıcıyla birlikte hareket ettiği için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bankadan kullandığı ve tamamını ödediği 44.388 TL kredi ile kredi kullanım komisyonu olan 1.500 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, peşinat olarak ödenen 40.000 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini, dava tarihine kadar işlemiş 8000 TL ile işleyecek aylık 1000 TL cezai şartın tahakkuk tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davalı şirketten tahsilini istemiştir.
Davalı ..., davacı ile diğer davalı arasında imzalanan adi yazılı sözleşme gereği satış bedelinin 40.000 TL"si için davacının kredi kullandığını, taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığından sorumlulukları bulunmadığını, sorumlulukları olsa bile verdikleri kredi miktarıyla sınırlı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı Muscan Yapı A.Ş. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kabulüne, 44.338 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen, 40.000 TL nin de dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Muscan Yapı Aş"den tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Muscan Yapı San. ve Tic. A.Ş."nin tüm, davalı ..."ın aşağıdaki 2. bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı ..."ın sorumluluğu, 4077 sayılı Kanun"un 10. maddesinden kaynaklanmakta olup, zamanında teslim edilmeyen konut sebebiyle davacı sözleşmeden dönmek suretiyle kullanılan kredinin tahsilini ve diğer faiz zararlarını istemiştir. Davacının kullanılan kredi bağlı kredi olmadığından kredi sözleşmesine uygun olarak ödediği faiz ve masrafları bankadan istemesi mümkün değildir. Mahkemece bu kalem isteğin reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; gayrimenkul satış ve borçlanma sözleşmesine göre teslimi gereken taşınmazın teslim edilmemesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, satıcı - yüklenici firma Muscan A.Ş. ile Palmiye Konakları sitesindeki 24 nolu bağımsız bölümün 40.000 TL si peşin, 40.000 TL si konut kredisi olmak üzere 80.000 TL"ye satışı konusunda 27.7.2006 tarihli satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi imzaladıklarını, Palmiye Konaklarının banka kredili satışına ilişkin olarak satış kampanyası yapıldığını, bu çalışmanın Akbank"ın İnternet sitesinde ve satıcının satış ofisi ile ilan ve reklam yoluyla tüketicilere duyurulduğunu, akdedilen satış vaadi sözleşmesinin bir örneğinin de satıcı tarafından bankaya verildiğini, kredili satış bedelinin satıcıya aktarılacağına dair çalışma yapıldığını, peşin ödemenin banka kanalıyla, 40.000 TL"nin de Akbank tarafından tahsis edilen konut kredisiyle ödendiğini, teslim tarihi 30.6.2008 olarak kararlaştırılmasına rağmen inşaatın temelinin dahi atılmadığını, tapu devrinin de yapılmadığını, bu nedenle davalı şirkete 24.10.2008"de ihtarname keşide ederek edimini yerine getirmesini istediğini, ancak davalının halen edimini yerine getirmediğini, davalı bankaya olan kredi borcunu da 44.388 TL ödeyerek kapattığını, davalı bankanın satıcıyla birlikte hareket ettiğini, TKHK"nun 7. ve 10. maddesi uyarınca davalıların müvekkilinin uğradığı zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bankadan kullandığı ve tamamını ödediği 44.388 TL kredinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, peşinat olarak ödenen 40.000 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini istemiştir.
Davalı ...A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile ; davacı ile diğer davalının inşaatı devam eden 858 konutluk Palmiye Konakları isimli projedeki bağımsız bölümün satışı konusunda adi yazılı sözleşme imzaladığını, davacının satış bedelinin 40.000 TL"si için müvekkili bankadan tüketici kredisi kullandığını, TKHK nun 7. maddesine göre kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumlu olması için 10/B maddesinin 9. fıkrasında belirtilen şartların olması gerektiğini, davacı ile davalı satıcı arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin adi yazılı şekilde düzenlendiği için geçersiz olduğunu, ortada geçerli bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olmadığından konut finansmanı sistemine ilişkin mevzuatın tatbik edilemeyeceğini, bu nedenle konutun teslim edilmemesi nedeniyle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili bankanın sorumluluğu olsa bile verdiği kredi miktarı ile sınırlı olacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı Muscan Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş ; duruşmalara katılmamış yazılı bir beyanda da bulunmamıştır.
Yerel Mahkemece; davacı ile davalı şirket arasındaki adi yazılı sözleşmenin şekil şartına uygun olmadığından geçersiz olduğu, davacının ifanın imkansız hale geldiği ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün sonrası olan 02.11.2008 tarihinden itibaren haksız iktisap kuralları gereği verdiğini geri isteyebileceği, davalılar arasındaki protokol hükümleri de gözetildiğinde davalı banka tarafından verilen kredinin bağlı kredi niteliğinde olduğu, bu nedenle bankanın da 4822 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında yüklenici ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 44.338,00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, 40.000 TL"nin de dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Muscan Yapı A.Ş."den alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Karar davalılar vekillerinin temyizleri üzerine Özel Dairece, yukarıda yazılı gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece; önceki gerekçeye ilaveten aynı projeden daire satın alan iki ayrı davacının aynı nedenlerle açtığı davalarda kullanılan kredinin bağlı kredi olduğunun kabul edildiği, mahkeme kararlarının, onandığı da belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
I-Davalı Muscan Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Bilindiği üzere, hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz istemi için de aranan bir şarttır.
Davanın kabulüne ilişkin mahkemenin ilk kararı, davalı şirket vekilinin temyiz ve karar düzeltme istemlerinin reddi nedeniyle kesinleşmiş; bu yön davalı şirket bakımından uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle; davalı şirket vekilinin direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır.
O halde, davalı şirket vekilinin direnme hükmüne yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.
II-Davalı ...A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarına gelince:
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının kullandığı kredinin 4077 sayılı Kanun"un 10. maddesi kapsamında bağlı kredi olup olmadığı, varılacak sonuca göre davalı bankanın ödenen kredinin anapara faizinden sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 10. maddesinin 5. fıkrasında bağlı kredi düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre; kredi verenin tüketici kredisini, belirli bir marka, bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda satılan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmemesi halinde kredi veren tüketiciye karşı satıcı veya sağlayıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.
Tüketici kredisinin bağlı kredi sayılması için kredinin belli bir marka mal veya hizmetin belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile satış sözleşmesi yapılması şartı ile verilmesi gerekir.
Davalılar arasında 31/05/2006 tarihinde imzalanan protokolde ""İşbu protokol Muscan Yapı San. İnş. Tic. A.Ş. tarafından gerçekleştirilmekte olan Palmiye Konakları konut projesi kapsamında konut satış sözleşmesi ile satış yapılacak gayrimenkulleri satın alacak kişilerin satış bedelinin belirli bir kısmı için bankadan kredi talep etmesi halinde kredi tahsis ve kullanım koşulları ile satıcı ve banka arasındaki ilişkilerin ve tarafların karşılıklı sorumluluklarının belirlenmesi amacıyla akdedilmiştir. Bu sözleşmeye ek olarak her alıcı ile banka arasında ayrı bir sözleşme yapılacak olup banka ve alıcı arasında yaşanabilecek her türlü ihtilafta bankanın söz konusu sözleşmelerdeki hakları saklı kalmak şartı ile öncelikle bu protokol hükümleri uygulanacaktır. Kredilendirme işlemleri amacıyla firmanın satış ve pazarlama ofisinde bankanın stand açması ve bankanın gerekli gördüğü sayıda elamanını hazır bulundurmasına imkan tanıyacaktır"" şeklindeki düzenlemenin yer aldığı, yine 2/a maddesinde kredi talep eden alıcıların firma tarafından bankaya yönlendirileceğinin belirtildiği görülmektedir. Öte yandan yüklenici firmanın ilan ve reklam afişlerinde davalı bankanın logosuna da yer verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda kullanılan kredinin bağlı kredi olduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece, kullanılan kredinin bağlı kredi olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki, davalı bankanın sorumlu olacağı miktar yönünden bir inceleme yapılmadığından, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç : A)Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı Muscan Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekilinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
B)Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenle direnme uygun bulunduğundan, davalı ...A.Ş vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 23.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.