19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/18926 Karar No: 2021/2217 Karar Tarihi: 01.03.2021
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/18926 Esas 2021/2217 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2019/18926 E. , 2021/2217 K.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na aykırılık suçundan sanık ..."ın, 5809 sayılı Kanun"un 63/10, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 820,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziosmanpaşa 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/10/2018 tarihli ve 2018/182 esas, 2018/318 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 07/02/2019 gün ve 94660652-105-34-16352-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/02/2019 gün ve KYB-2019/16258 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu. Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, müştekinin bilgisi ve rızası olmaksızın sanığın yetkilisi olduğu Alkış İletişim ünvanlı işyerinde müşteki adına 0507 146 24 84 numaralı GSM hattının çıkarıldığı ve temin edilen cep telefonu hattı abonelik sözleşmesindeki imzaların müştekiye ait olmadığına dair bilirkişi raporu alınması üzerine, sanığın cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmış ise de; sanığın aşamalarda alınan savunmasında 13 ayrı işyeri olduğunu, birçok çalışanı bulunduğunu ve dava konusu işlemi işyerinde çalışan personelin gerçekleştirmiş olabileceğini ifade ederek suçlamayı kabul etmemesi karşısında, söz konusu hatta ilişkin abonelik sözleşmesindeki imza ve yazıların kime ait olduğunun tespitine yönelik olarak, sanık ve ilgili işyerinde sözleşme tarihinde çalıştığı tespit edilecek kişilerin imza ve yazı örnekleri temin edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve gerekçeli kararda atılı suçu sanığın işlemiş olduğuna dair yeterli delil ve gerekçeye yer verilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü; 5809 sayılı Kanunun "cezai hükümler" başlıklı 63/10 maddesinde, 19.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucu, suçun maddi unsurunun "...fıkralarına aykırı hareket ederek bu işi bizzat yapanlar..." şeklinde belirlendiği, maddede yazılı "...bu işi..." ifadesinin, suçun unsurlarını oluşturan seçimlik hareketleri nitelediği, atıfta bulunulan 5809 sayılı Yasanın 56. maddesinin 4. fıkrasında yazılı seçimlik hareketlerin, kişinin bilgisi ve rızası dışında, abonelik tesisi, abonelik işlemi yapılması, elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılması ve yaptırılması, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenmesi, evrakta değişiklik yapılması ve bunların kullanılması" olduğunun anlaşıldığı, bu düzenlemeler ışığında suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, söz konusu evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğunun kabul edilebileceği cihetle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 01/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.