Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/198
Karar No: 2015/2338
Karar Tarihi: 23.10.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/198 Esas 2015/2338 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/198 E.  ,  2015/2338 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.03.2011 gün ve 2009/661 E., 2011/159 K. sayılı karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28.02.2012 gün ve 2011/12349 E., 2012/4654 K. sayılı kararı ile;
    (...Davacılar, avukat olduklarını ve davalı vekili olarak Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/211 E.sayılı dava dosyası ile icra takibini davalı adına takip ettiklerini, ancak davalının kendilerini haksız olarak azlettiğini, icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemişlerdir.
    Davalı, davacıları dava dışı kurumca kamulaştırılan taşınmazı üzerinde bulunan ağaçlar hakkında delil tesbiti yaptırmaları için vekil tayin ettiğini, davacıların talimatı olmaksızın tezyid-i bedel davası açtıklarını, ağaçlar için dava açmadıklarını, açtıkları başka bir davayı da takipsiz bırakılarak açılmamış sayılmasına sebep olduklarını, bu nedenle davacı avukatları haklı olarak azlettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacı avukatların takip ettikleri bir dosyayı müracaata bıraktıklarını, ağaçların bedeli ile ilgili olarak dava açılmadığı, bu yönü ile davalının davacıları azlinin haklı olması nedeniyle icra inkar tazminatı istenemeyeceği kabul edilerek davalının itirazının iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacılar, eldeki davada takip ettikleri dava ve icra takip dosyaları nedeniyle vekâlet ücreti talebinde bulunmuşlar, davalı ise davacıları haklı olarak azlettiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacıları haklı nedenlerle azlettiği benimsenerek icra inkâr tazminatı istenemeyeceği belirtilmek suretiyle itirazın iptaline karar verilmiş olup, davacılar kararı temyiz etmemekle mahkemenin gerekçesini benimsemiş bulunmaktadırlar. Hal böyle olunca davacıların haklı nedenlerle azledildiğinin kabulü gerekir. Davalı davacıları haklı olarak azlettiği için de davacı avukatların herhangi bir vekâlet ücreti talep etmeleri olanaksızdır. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek, haklı olarak azledilen davacı avukatların bir ücret talep edemeyecekleri benimsenmek suretiyle davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir...)
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava avukatlık vekâlet ücret alacağının tahsili için girişilen takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkillerinin davalı tarafından verilen vekâletname uyarınca açıp takip ettiği davalar nedeniyle oluşan alacaklarının tahsili için giriştikleri icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili davacıların sadece bir delil tespiti dosyası için vekil edildiklerini, oysa müvekkilinin bilgi ve onayı olmaksızın başka dava açtıklarını ve onları da gereği gibi takip etmediklerini, yine izinsiz biçimde icra takibine giriştiklerini bu nedenle davacıların müvekkil tarafından azledildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davacıların takip konusu alacağı hak ettikleri ancak dava dosyasının işlemden kaldırılmasına sebebiyet vermeleri ve kamulaştırmasız el atma davasında muhdesat bedelini istememeleri nedeniyle azlin haklı olduğunu ve bu nedenle icra inkâr tazminatı talebinin yerinde görülmediği belirtilmek suretiyle davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece davacıların kararı temyiz etmeyerek azlin haklı olduğu yönündeki gerekçeyi benimsedikleri, bu haliyle de vekâlet ücreti talebinde bulunamayacakları gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece önceki gerekçe ile davanın kabulüne, icra inkâr tazminatı yargılamayı gerektirdiğinden bahisle bu talebin reddine karar verildiği belirtilerek önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını davalı yan temyize getirmektedir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık azlin haklılığına ilişkin mahkeme gerekçesini temyiz etmeyen vekilin, azlin haklılığını kabul etmiş sayılarak vekalet ücreti talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulunca işin esasının görüşülmesine geçilmeden önce; önceki kararla direnme kararının gerekçeleri ile hüküm fıkralarındaki uyumsuzluğun usûli bir sorun teşkil edip etmediği üzerinde durulmalıdır.
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı (hükmün hangi hususları kapsayacağı) 6100 sayılı HMK’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297.maddesinde;
    “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
    (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
    şeklinde düzenlenmiştir.
    Kanunun “Hükmün Yazılması” başlıklı 298. maddesinde ise:
    “(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.
    (2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
    (3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir.
    (4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.”
    hükmü yer almaktadır.
    Açıklanan hükümlerin ortaya koyduğu bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
    Yerel mahkemenin 22.03.2011 gün ve 2009/661 E., 2011/159 K. sayılı kararında gerekçe ve hüküm fıkrası şu şekildedir:
    “…Dosyada mevcut belgeler birlikte değerlendirildiğinde davacı 4.Asliye hukuk mahkemesi dosyasını 24/04/2008 tarihinde müracata bıraktığı azilnamenin ise 08/09/2009 tarihinde yapıldığı, Gaziantep 2.Asliye hukuk mahkemesinin 2008/211 esas sayılı dosyasında dava dilekçesinde davacıların 5.Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında yapılan tespit ile alakalı olarak beyanları olmadığı gibi ağaçların bedeli için de bir talepleri bulunmadığı bu yönü ile davalının, davacıları azil etmekte haklı bir sebebe dayandığı anlaşıldığından inkar tazminatı talebi yerinde görülmemiş, davalı yararına takip etmiş olduğu dosyalardan dolayı davacıların 64.124,35.TL alacağının bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
    1-Davacı yanın davasının kabulü ile; davalının Gaziantep 2.İcra müdürlüğünün 2009/9012 esas sayılı dosyasına davalı yanın vaki itirazının iptaline, takibin devamına…”
    Görüldüğü gibi yerel mahkemenin bu kararında icra inkar tazminatının reddi için gerekçe gösterilmiş ancak hüküm fıkrasında bu talebin reddi konusunda açık bir yazıma gidilmemiştir.
    Bu kararın Özel Dairece azlin haklılığı noktasındaki gerekçe ile davacıların bu noktadan temyiz yoluna başvurmamış olması nedeniyle bozulmasından sonra kurulan 16.04.2013 gün ve 2013/901–254 E. K. sayılı kararında ise önceki karardaki gerekçe tekrarlandıktan sonra bozma gerekçesini ortadan kaldıracak şekilde;
    “…Mahkememizce dosya esası yukarıda yazılı sırasına kaydedilerek mahkememizin 2009/661 esas 2011/159 karar sayılı 22/03/2011 tarihli kararında belirtilen gerekçelerle önceki kararda ısrar edilerek davanın kabulüne, inkar tazminatı talebi yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatına yönelik davanın reddine karar vermek gerekmiştir” şeklinde gerekçe oluşturulmuş ve hüküm fıkrasında da bu kez:
    “Mahkememizin 2009/661 esas 2011/159 karar sayılı 22.03.2011 tarihli kararında ısrar edilerek;
    1- Davacı yanın davasının kabulü ile; davalının Gaziantep 2.İcra müdürlüğünün 2009/9012 esas sayılı dosyasına davalı yanın vaki itirazının iptaline, takibin devamına.
    İcra inkâr tazminatı talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
    Bu duruma göre yerel mahkemenin ilk kararı ile direnme kararı olarak adlandırdığı sonraki kararı arasında Özel Daire bozma kararındaki hukuki gerekçeyi ortadan kaldıran ve müphem hale getiren açık bir gerekçe ve hüküm çelişkisi bulunmaktadır.
    Açıklanan nedenle yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 23/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi