20. Hukuk Dairesi 2016/9543 E. , 2018/5934 K.
"İçtihat Metni"........
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen dosya davacısı ... ile davacı-davalı ..., ... ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında.......parsel sayılı sırasıyla 11743,02 m² ve 11793,07 m² yüzölçümündeki taşınmazlar 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde şerhi verilerek ve taşınmazların ...... dosyasında davalı olduğu gerekçesiyle kullanıcı hanesi açık bırakılarak Hazine adına tarla niteliğiyle tespit edilmişlerdir. Davacılar ......... ve ... ........ Mahkemesine sunmuş oldukları 25/11/2009 tarihli dilekçelerinde; ....... parsel sayılı taşınmazın murisleri .............ait iken 1972 yılında davalı ...’nın eşine satış gibi gösterilerek bağışlandığını ve 170 sayılı parsel olarak tespit gören taşınmazın iki tarafında bulunan tapusuz taşınmazların davalı ... ile ortak miras bırakanları olan ...........kaldığını, ancak davalı ...’ın bu yerlerden yararlanmalarına karşı koyduğunu ve kadastro çalışmaları sırasında bilirkişi olarak görev yapmayı fırsat bilerek babadan kalan bu taşınmazların adına tespit ve tescilini sağlamaya çalıştığını ileri sürerek miras paylarına yönelik elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir. Birleştirilen dosya davacısı ... ise kadastro mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesiyle, .....parsel sayılı taşınmazı 2002 yılında ....... oğlu ...’dan satın aldığını ve ......sayılı dava dosyasına müdahil sıfatıyla katıldığını belirterek, 108 ada 590 parsel sayılı taşınmazın fiilî kullanıcısı olduğu iddiasıyla ayrıca dava açmıştır. Mahkemece, HUMK’nın 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, birleştirilen dosya davacısı ..."nın,........ 108 ada 590 parsel sayılı taşınmaza yönelik açtığı davanın reddine, .....08 ada 590 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen 4774,10 m²’lik ve 108 ada 591 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) ile gösterilen 1462,16 m²’lik bölümlerinin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 108 ada 590 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan ve krokide (D) ile gösterilen 6968,92 m²’lik ve 108 ada 591 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan ve krokide (C) ile gösterilen 10330,91 m²’lik bölümlerinin ise 2/B vasfıyla ve her iki taşınmazın beyanlar hanesine iş bu parsel Hasan Kara mirasçıları olan ........, ...,..... ve ..."nın kullanımında olduğu şeklinde şerh verilmek suretiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm birleştirilen dosya davacısı ... ile davacı-davalı ... ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.11.2012 gün ve 2012/1961E. - 3242 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında: "Dava konusu taşınmazların .... sayılı dosyasında elatmanın önlenmesi davasına konu olması nedeniyle kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanıcı bölümünün açık bırakıldığı anlaşılmaktadır. Kural olarak, bir taşınmaz ya da taşınmazlar hakkında tespit gününden önce genel
.....
mahkemeye bir dava açılmış ve açılan bu dava derdest ise o davanın kapsamı olan taşınmazlar hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde genel mahkemenin görevi kendiliğinden sona erer. Mahkemece bu olgu gözönüne alındığında tespit gününden önce genel mahkemeye açılan davanın görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılması zorunludur. Ne var ki, kadastro mahkemesince, tutanağın beyanlar hanesindeki kullanıcı bölümünün boş olarak düzenlenmesine neden olan .......sayılı dosyasının görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılması beklenmeden davanın esası hakkında hüküm kurulduğu görülmüştür. Oysa, görevsizlik kararı kesinleşmeden kadastro hâkiminin duruşma oturumunu açması hukuken olanak dışıdır. Mahkemece bu olgu gözardı edilmiştir. Nitekim, hüküm tarihinden sonra ......... görevsizlik kararı ile dava kadastro mahkemesine aktarılmış ve iade kararı sonucu getirtilen dosyadan, davanın kadastro mahkemesinin 2012/3 sayılı esasında derdest olduğu anlaşılmıştır.
O halde yapılacak iş: kadastro tespit gününden önce sulh hukuk mahkemesinde açılan dava hakkında verilen görevsizlik kararı kesinleşerek kadastro mahkemesine aktarıldığına göre, görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılan dava dosyası ile inceleme konusu bu dava dosyası birleştirilerek ve taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp sonucuna göre bir hüküm kurulması"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde müdahil-davacı ...’nın davasının reddine, davacı ... davasının feragat nedeniyle reddine, ...’nın davasının kısmen kabul kısmen reddine; davalı kaydıyla mahkememize devredilen ......108 ada 590 ve 591 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tespitin iptali ile fen bilirkişisinin 22.09.2014 tarihli raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısmınların beyanlar hanesinde ""6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır. Eylemli orman niteliğindedir.” açıklamalarının yazılması suretiyle taşlık ve çalılık vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline; (C) ve (D) harfleri ile gösterilen kısımların beyanlar hanesinde ""6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır, ...’nın feragat beyanı hisse hesabında dikkate alınmak sureti ile................mirasçıları; ..., ........kullanımındadır."" açıklamalarının yazılması suretiyle tarla vasfıyla adanın en son parsel numarası verilmek sureti ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm birleştirilen dosya davacısı ... ile davacı-davalı ..., ... ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1970 yılında yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması 06/11/2001 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 25/09/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.