Hukuk Genel Kurulu 2014/2364 E. , 2015/2337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “ihalenin feshi” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 15. İcra (Hukuk) Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22.01.2013 gün ve 2012/1007 E. - 2013/84 K. sayılı karar şikâyetçi vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 24.09.2013 gün ve 2013/22000 E. 2013/29918 K. sayılı kararı ile
(...Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, alacaklı vekilinin katılımcı ve borçluları tehdit ettiğini ve diğer fesih sebeplerini ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine, %10 para cezasının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
İİK"nun 134. maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece, ihalenin satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, satılan malın esaslı niteliklerindeki hata ve BK"nun 226. maddesinde yazılı ihaleye fesat karıştırılması nedenleriyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir.
İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamasında;
l-) İhaleye fesat karıştırılmış olması,
2-) Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler,
3-) İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler,
4-) Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanmıştır.
Somut olayda; ihaleye verilen ara sırasında alacaklı vekili Av.Yalım Şentürk"ün borçlu şirket temsilcisi Adil Altay Güney"e "Sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun? Bu davalar bittikten sonra seninle ayrıca hesaplaşacağız, sen bittin seni şu anda öldürmeme engel avukatlık cübbemdir. Çıkardığım anda seni bitireceğim" şeklinde sözler söyleyerek borçlu şirket temsilcisi Adil Altay Güney"i tehdit ettiği, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün verdiği kovuşturma izni üzerine düzenlenen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2013 tarih ve 2013/19196 E. sayılı iddianamesinden anlaşılmaktadır. Bu olayın başlı başına ihaleye katılmak isteyen 3. kişilerin ihaleye katılımlarına engel olabilecek nitelikte olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda, ihalenin normal koşullar altında yapılmadığı, katılımın engellendiği ve bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığı anlaşıldığından icra mahkemesince şikayetin kabulü ile ihalelerin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir...)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem cebri icra ihalesinin feshine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun"un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429 uncu maddesi).
Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda yerel mahkeme Özel Daire bozma kararından sonra yapılan yargılamada bozmada belirtilen fiillerin tesbiti noktasında icra müdür yardımcısı ile ihale sırasında orada bulunan emniyet görevlisini tanık sıfatıyla dinlemiş ve gerek bu beyanları ve gerek şikayet olunan yanca sunulan hukuki mütalaayı da hükmüne esas almak suretiyle direnme olarak adlandırdığı kararı vermiştir.
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmeyen ve bozma kararında vurgulanan hususun değerlendirildiği yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle şikayetçi vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 23.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.