Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/2331
Karar No: 2015/2336

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2331 Esas 2015/2336 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/2331 E.  ,  2015/2336 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk (kapatılan Kartal 4.Asliye Hukuk) Mahkemesince davanın reddine dair verilen 24.06.2010 gün ve 2007/157 E., 2010/276 K. sayılı karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08.02.2012 gün ve 2011/4804 E., 2012/831 K. sayılı kararı ile onanmış ise de, davacı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine aynı Dairenin 19.02.2013 gün ve 2013/39 E. 2013/902 K. sayılı kararı ile
    (…Davacı vekili, müvekkili kooperatifin davalı ... ve arkadaşları tarafından 1998 yılında kurularak ortaklardan alınan aidatlarla inşaata başlanıldığını, ..."nin arsa sahibinden arsanın müvekkiline devri için muvafakatname aldığını, ancak kat irtifakını kooperatif yerine kendi adına kurarak bir kısım bağımsız bölümleri kooperatif dışından kişilere muvazaalı olarak sattığını, Kartal ilçesi Samandıra köyü 1485 parsel D Blok 19 numaralı bağımsız bölümün kooperatif ortağından tahsisli olmasına rağmen davalı ...’a devredildiğini, davalı ..."ın kooperatif eski başkanı diğer davalı ile anlaşarak çok düşük bedelle ve kötüniyetli olarak daireyi devraldığını, tescil işleminin yolsuz olduğunu ileri sürerek, anılan taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin dava konusu bağımsız bölümü tapu kaydına güvenerek dava dışı ..."den satın aldığını, ..."inde bu bağımsız bölümü cebri icra yoluyla satın aldığını, muvazaa olmasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., kat irtifakına geçilirken dava konusu bağımsız bölümü adına tescil ettirdiğini, ancak şahsi borcundan dolayı cebri icra yoluyla bağımsız bölümün ..."e satıldığını, diğer davalı ..."ı tanımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz istemi üzerine Dairemizin 08.02.2012 tarih ve 2011/4804 E 2012/1831-K sayılı ilamıyla onanmıştır.
    Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Dosya içeriğinden, davalı ..."nin davacı kooperatifin başkanı iken kooperatife ait dairelerin kat irtifakının kurulması için aldığı yetkiyi kötüye kullanarak dava konusu daireyle birlikte birçok daireyi tapuda adına tescil ettirdiği, bu nedenle tescilin "yolsuz tescil" niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. ( TMK.md. 1024/1)
    Somut olayda davalı ..., dava konusu taşınmazı cebri icrada alan dava dışı ..."den tapu kaydına güvenerek aldığını ve iyiniyetli olduğunu savunmuş ise de; dinlenen tanık beyanları, Kartal 5.İcra Müdürlüğü"nün 2001/3165 sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davalı ..."un dava dışı başka bir kooperatifin başkanı olarak 3. kişiye sattığı ancak teslim etmediği daire nedeniyle aleyhine yapılan takibin itirazsız kesinleşmesi sonucu, dava konusu daireye ve bununla birlikte 10 daireye daha haciz konulduğu, 18.02.2002 tarihinde yapılan ihalede dava konusu dairenin, davalı ..."un yakın arkadaşı olan ve sürekli kooperatife gelip giden dava dışı Tamer tarafından 8.4000,00 TL bedelle satın alındıktan sonra 01.05.2003 tarihinde ... tarafından 4.000,00 TL bedelle davalı ..."a satıldığı, aynı cebri icrada dava dışı ... birden çok daireyi bu şekilde düşük bedelle satın aldığı, Fatih"in aynı zamanda davalı ... ve dava dışı Tamer"in yakın arkadaşı olup, taşınmazı satın almadan önce kooperatife gelip gittiği, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkileri bildiği, Şenol adına yapılan yolsuz tescilden de haberdar olduğu, iyiniyetli olmadığı ve iktisabının korunamayacağı anlaşıldığından davanın kabulü gerekirken reddi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmesi gerekirken hükmün onandığı anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.02.2012 gün ve 2011/4804–2012/1831 E.K. sayılı kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir...)
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Davacı vekili müvekkili kooperatifin davalı ... ve arkadaşları tarafından 1998 yılında kurulduğunu, ortaklardan alınan aidatlarla inşaata başlandığını, ..."nin arsa sahibinden arsanın müvekkiline devri için muvafakatname aldığını, ancak kat irtifakını kooperatif yerine kendi adına kurarak bir kısım bağımsız bölümleri kooperatif dışından kişilere muvazaalı olarak sattığını, dava konusu 19 numaralı bağımsız bölümün kooperatif ortağına tahsisli olmasına rağmen davalı ...’a devredildiğini, davalı ..."ın kooperatif eski başkanı olan diğer davalı ile anlaşarak çok düşük bedelle ve kötü niyetli olarak daireyi devraldığını, tescil işleminin yolsuz olduğunu ileri sürerek, anılan taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili müvekkilinin dava konusu bağımsız bölümü tapu kaydına güvenerek dava dışı ..."den satın aldığını, ..."in de bu bağımsız bölümü cebri icra yoluyla satın aldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... kat irtifakına geçilirken dava konusu bağımsız bölümü adına tescil ettirdiğini, ancak şahsi borcundan dolayı cebri icra yoluyla bağımsız bölümün ..."e satıldığını, diğer davalı ..."ı tanımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davalı ..."ın, dava konusu taşınmazı cebri icra satışı sonucu kazanan üçüncü kişiden 2003 yılında satın aldığı, kural olarak ihale ile satın alan kişinin iyi niyetli olduğu, kötü niyeti iddia eden davacının davalılar arasındaki muvazaayı kanıtlayamadığı, muvazaalı kazanılan malların kısa aralıklarla el değiştirmesi olgusu düşünüldüğünde davalının bu sebeple hareket etmediği ve iyi niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece önce onanmış; karar düzeltme aşamasında ise davalı ...’nin kooperatiften aldığı yetkiyi kötüye kullanarak taşınmazı adına tescil ettirmesinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, dava konusu taşınmazın ...’nin borcu nedeniyle üçüncü kişi tarafından girişilen ve itiraza uğramayan takipte haczedildiği, bu ve başka taşınmazların ...’nin arkadaşı olan ... isimli kişi tarafından cebri icra ihalesinde düşük bedelle satın alınması ve davalı ...’ın da bu iki kişiyi tanıdığı ve devirden önce kooperatife gelip gittiği, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkileri bildiği, Şenol adına yapılan yolsuz tescilden de haberdar olduğu, iyi niyetli olmadığı ve iktisabının korunamayacağı, bu itibarla davanın kabulü gerekirken reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece davacının davalılar arasındaki muvazaayı ispatlayamadığı, davacının taşınmazı satın aldığı ...’in taşınmazı icra ihalesinden satın aldığı ve bu yolla satın alan kişinin iyi niyetli sayıldığı; benzer davaların reddine ilişkin kararların onandığı ve karar düzeltme talepleri de reddedilerek kesinleştiği gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını davacı temyize getirmektedir.
    Uyuşmazlık dava dışı üçüncü kişinin cebri icra ihalesinden satın aldığı taşınmazı, daha sonra satın alan davalının, ihaleden önceki yolsuz tescili bilip bilmediği ya da bilmesi gerekip gerekmediği; ihale öncesindeki yolsuz tescili yaptıran kişi ile muvazaalı davranış içine girerek taşınmazı üçüncü kişiden satın almasının kötü niyetli sayılıp sayılmayacağı ve varılacak sonuca göre tapu siciline güven ilkesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce ilk tescilin yolsuz olması halinde dahi cebri icra ihalesi ile satın alan alıcı bakımından artık yolsuz tescile ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, davalı ...’ın tapu sicilindeki görünüme güvenerek hak kazandığı (TMK.m.1023) ve kötü niyetli olduğu hususunun davacı yanca ispatlanamadığı, Özel Daire bozmasının kabulü halinde tapu siciline güven ilkesinin ihlal edileceği ve cebri icra satışları bakımından da muvazaa olgusundan söz edilebilir hale geleceği ileri sürülmüş ise de bu görüş çoğunluk tarafından benimsenmemiştir.
    O halde tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, 23.10.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi