12. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/14707 Karar No: 2012/2794
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/14707 Esas 2012/2794 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2011/14707 E. , 2012/2794 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 22/03/2011 NUMARASI : 2010/1004-2011/258
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından 11.10.2010 tarihinde, Bursa 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/343-1186 sayılı ilamına dayalı olarak ilamlı icra takibine başlandığı, icra emrinde ilamda hüküm altına alınan işlemiş faiz alacağının da asıl alacağa katılarak toplamı üzerinden faiz istendiği anlaşılmıştır. Dairemizin evvelki uygulamalarında ilamda hüküm altına alınan alacağın niteliği faiz olsa dahi dava açılarak sonuçta bir bedele hükmedildiğinden bu alacağın artık kapitale dönüştüğü cihetle alacağa karar tarihinden itibaren faiz yürütebileceği kabul edilmektedir. Ne var ki, Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen Dairemize ait bir uyuşmazlıkta H.G.K.’ca 31.03.2004 tarih ve 2004/12-162-163 sayılı kararında bu nitelikteki faiz alacakları içinde B.K.nun 104/son maddesine göre faiz yürütülemeyeceği kabul edildiğinden Dairemizce de bu konuda içtihat değişikliğine gidilerek Hukuk Genel Kurul kararı ve diğer Hukuk Dairelerinin görüşlerine uygun olarak ilamda hükmedilmesi halinde temelde temerrüt olgusu bulunduğundan ilama dayalı alacaklar için Borçlar Kanununun 104/son maddesi gereğince karar tarihinden itibaren de faiz istenemeyeceği sonucuna varılmıştır. Zira H.G.K. nun 2002/12-709-781 sayılı kararında da açıklandığı üzere temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine karar gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdü devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılıktır. Oysa alacaklıya ait bir para meblağının faiz geliri elde etmek amacıyla ödünç verilmesi veya herhangi bir şekilde bir süre borçluda kalması üzerine faiz ödenmesi öngörülmüş ise kapital faizi söz konusu olur. O halde, mahkemece ilamda hüküm altına alınan işlemiş faiz alacağına, BK. nun 104/son maddesine aykırı olarak faiz hesaplayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/02/2012 gününde oybirli