Hukuk Genel Kurulu 2013/2432 E. , 2015/2334 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ayancık Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 23.03.2012 gün ve 2011/51 E. 2012/94 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 10.10.2012 gün ve 2012/16585 E. 2012/22688 K. sayılı ilamı ile;
(... Davacı, muhtelif tarihlerde yapılan 8 ayrı açık artırma satışında davalı adına Tanju Övet tarafından emvallerin parti satış tutarı üzerinden ayrı ayrı satın alındığını, davalının yapılan tebligatlara rağmen mal bedellerini yatırıp emvalleri teslim almadığını bu nedenle şartname hükümlerini ihlal eden davalının işletme veznesine yatırdığı geçici teminatların irat kaydedildiğini ve tekrar ihaleye çıkartıldığını aynı emvallerin satışa çıkartılarak satıldığını iki ihale arasında davalı aleyhine fark doğduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı tutarak 6.195,88 tl davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile; yapılan iki ihale arasında idare aleyhine oluşan farkın tahsilini talep etmiş, davalı ise davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davalı tarafça imzalandığı anlaşılan 1.ihale şartnamesinin 16.maddesinde; "ilk ihalenin feshi sonrası 2.ihalede idare aleyhine bir fark meydana gelmesi halinde, iki ihale arasındaki farkın tamamı ile ilk ihaleye göre bedel yatırılması gereken en son gün ile 2.ihaleye göre bedel yatırılması gereken en son güne kadar geçen süre için ilk ihale bedeline göre aylık %4 üzerinden hesaplanacak ek zarar ile birlikte oluşacak toplam idare alacağının ticari faizi ile ihtara lüzum kalmaksızın ödeneceği" belirtilmiştir. Buna göre davacının iki ihale arasında idare aleyhine oluşan farkın tahsilini talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkemece anılan şartname hükümleri nazara alınarak davacının davasının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir …)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; iki ihale arasında davacı idare aleyhine oluşan farkın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davaya konu ihalelere davalı şirket yetkilisinin girip girmediğinin belli olmaması, satış şartnamesinde ihalelere katılma şartı olarak belirlenen; şirketler için vekaletname ve yetki belgesi aranması şartına uyulmaması, ihale alıcısı olarak gözüken Batu Grup Orman Ürünleri İnşaat San Tic Ltd Şti"nin davalı şirket ya da başka bir şahıs veya sermaye şirketi olup olmadığının anlaşılamaması nedenleriyle zarardan davalı tarafın sorumlu tutulamayacağından bahisle, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece, önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı şirket adına işlem yapan Tanju Övet’in davalı şirketi temsile yetkili olup olmadığı ile varılacak sonuca göre Açık Artırmalı Satış Şartnamesi’nin 14. maddesi kapsamında dava konusu zarardan davalı tarafı sorumlu tutmanın hukuken mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kamu ihale sözleşmesi, mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinde 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerine göre idare ile yüklenici arasında yapılan yazılı anlaşmayı ifade eder (DOĞANYİĞİT, Sadettin: Kamu İhale Kanunu, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2010, s. 136). Bu tür sözleşmelerde, işin adı, niteliği, türü ve miktarının yanı sıra idarenin adı ve adresi ile yüklenicinin adı veya ticaret unvanını, tebligata esas adresinin bulunmasının zorunlu olduğu gibi ihaleye katılan yüklenicilerin de ihaleye katılma ve ihalenin gerektirdiği işlemleri yapma konusunda yetkili bulunması zorunludur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 540. maddesine göre,
“Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar. Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir."
Buna göre, aksine bir düzenleme bulunmadığı takdirde, limited şirket müdürü olmak, kurucu ortaklar açısından her bir hak hem de bir yükümlülüktür. Şirket sözleşmesi veya ortaklar genel kurulu kararı ile şirketin yönetim ve temsili ortaklardan birine yahut bir kaçına bırakılabilir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 623/1. maddesi ise limited şirketin yönetiminin ve temsilinin şirket sözleşmesi ile düzenlenmesini şart koşmuştur Bu itibarla, şirket sözleşmesinde yapılacak düzenleme ile şirketin yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa ya da tüm ortaklara veyahut ortak olmayan üçüncü kişilere verilebilir. Ayrıca, en azından bir ortağın şirketi yönetim hakkı ve temsil yetkisi bulunması zorunludur.
6762 sayılı TTK’nın 540/1 ile 542. maddelerine göre, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini yönetmeye ve şirketi temsile yetkili ve yükümlüdürler. Aynı Kanunun 321. maddesine göre ise limited şirket müdürleri, şirketin amaç ve konusuna dahil olan her türlü işleri ve hukuki işlemleri şirket adına yapma ve şirket unvanını kullanma yetkisini haizdiler.
Gerek 6762 sayılı TTK gerekse 6102 sayılı TTK gerçek kişiler yanında, tüzel kişilerin de limited şirket müdürü olarak seçilmesine olanak sağlamaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Davacı idarece değişik tarihlerde yapılan sekiz ayrı açık artırma satışlarında davalı şirket adına Tanju Övet tarafından dava konusu emvaller ayrı ayrı satın alınmış ancak, davalı şirketçe satın alınan mal bedelleri yatırılıp emvaller teslim alınmadığından davacı idarece davalının işletme veznesine yatırdığı geçici teminatlar irat kaydedilerek yeniden ihaleye çıkarılmıştır. Ticaret Sicili Memurluğunun yazısına göre, davalı şirketi temsil ve ilzama 21.08.2009 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle davalı şirket ortaklarından Mustafa Metin ile Hüseyin Acaroğlu’nun yetkili kılındığı anlaşılmış ancak davalı şirket adına davaya konu ihalelere katılan Tanju Övet isimli kişinin davalı şirketi temsile yetkili olduğu ya da davalı şirketçe adı geçen kişi tarafından yapılan tüm işlemlere muvafakat edildiği konusunda dosya içinde mevcut bir belgeye rastlanılamamıştır.
Bu itibarla davalı şirket adına ihaleye katıldığı iddia olunan Tanju Övet’in daha önce davalı şirket adına ihalelere katılıp herhangi bir işlem yapıp yapmadığı, yapmış ise bu işlemlere davalı şirketin icazet verip vermediği ile anılan kişinin katıldığı ihalelerde satın alınan mal bedellerini idare veznesine yatırıp emvalleri teslim alıp almadığı ile taraflarca imzalanan Yapacak Orman Emvali İçin Açık Artırmalı Satış Şartnamesi’nin 14. maddesine göre davacı idarenin davaya konu iki ihale arasında idare aleyhine oluşan farkın tahsilini talep etme hakkının bulunup bulunmadığı yönleri üzerinde durulup varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözardı edilerek, yazılı gerekçelerle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı, açıklanan bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen
değişik nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 21.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.