11. Hukuk Dairesi 2016/13526 E. , 2018/4741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/05/2016 tarih ve 2015/1337-2016/769 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin %50 ortağı olduğunu, müvekkilinin kardeşine ait olan şirketin geri kalan %50 hissesinin ise diğer davalıya 12.03.2014 tarihinde devredildiğini, bu devir ile birlikte müdür ve imza yetkilisi olan müvekkilinin müdürlük ve imza yetkisinin iptal olunarak tek yetkili ve şirket müdürü olarak % 50 hissedar davalı ..."in atandığını, davalının şirket ortağı ve yetkilisi olmasından sonra zaman içinde müvekkilinin şirketten dışlandığını ve müvekkiline hiçbir bilginin verilmez hale geldiğini, müvekkilinin Bağ-Kur primlerinin ve müvekkiline daha önce ödenen aylık ücretin ödenmediğini, davalının kötü yönetimi nedeni ile şirket aleyhinde icra takipleri başlatıldığını ve bu takip ile şirket adına kayıtlı araç üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, davalının şirket ortağı olduktan sonra genel kurul yapılmadığını ileri sürerek davalının şirket müdürlüğünden azline ve müvekkilinin şirket müdürü olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkili ile davacı arasında yazılı bir sözleşme olmaksızın davacının dava konusu şirkette var olan payının tümünün müvekkiline satılması ve devredilmesi konusunda anlaştıklarını, bunun karşılığında müvekkilinin şirketin tüm borçlarını ödediğini ve üstelik 180.000,00 TL nakit ödeme yapıldığını, şirketin kredi borçları ödenerek davacıya ait dört adet taşınmaz üzerindeki ipoteklerin kaldırıldığını, ancak davacının payını devretmediği gibi bu durumu kötüye kullanarak işbu davayı ikame ettiğini, davacı iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin olup, mahkemece, davalı şirket yönünden işin esasına girilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir. Bu durumda, davalı şirket hakkındaki davanın, husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün HUMK 436. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Ayrıca, tarafların davalı şirketin ortakları oldukları, davalı ...’in bu şirketin müdürü olduğu ve halen görevine devam ettiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, müdür olan davalı ...’in bu görevinden azlini gerektirir haklı nedenin var olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6102 sayılı TTK"nın 630/2. maddesi uyarınca her ortak, haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Anılan maddenin sonraki fıkrasında ise; yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesinin veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, davacının, öncelikle şirket müdürünün azli veya temsil yetkisinin sınırlandırılmasını gerektiren haklı sebeplerin varlığını ispat etmesi gerekmektedir. Oysa mahkemece, yazılı şekilde, anılan hususlar gözetilmeden ve davacılar tarafından dayanılan deliller toplanmadan ve hiçbir gerekçe belirtilmeden sadece davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların ispat yükünün davacı üzerinde olduğu gözetilerek, davacının dayandığı deliller toplanmak ve davacı tarafından ileri sürülen iddialar üzerinde durulmak, şirket kayıtları üzerinde denetime elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılmak ve sonuçta haklı sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmek gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı şirket yönünden verilen karara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın açıklanan değişik gerekçeyle ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı ... yönünden verilen karara ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının davalı şirket yönünden temyiz edenden alınmasına, 25/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.