Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/2294
Karar No: 2015/2330
Karar Tarihi: 21.10.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2294 Esas 2015/2330 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/2294 E.  ,  2015/2330 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “satılan aracın ayıplı olması nedeniyle sözleşmenin feshi ve borçlu olunmadığının tespiti ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5. Tüketici Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 07.06.2012 gün ve 2012/613 E. 2012/509 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ile davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18.12.2012 gün ve 2012/23319 E.-28971 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, taraf vekillerinin karar düzeltme talebleri üzerine 18.04.2013 gün ve 2013/8041 E. 2013/10237 K. sayılı ilamı ile ;
    “…Davacı, 4.9.2008 tarihinde davalılardan ABC Oto.AŞ den Peugeout 308 marka aracı davalı bankadan kullandığı kredi ile satın aldığını, aracın tamponunun daha koyu renkte olması nedeniyle gizli ayıplı olduğunu bildirerek; sözleşmenin feshi ile ödenen 10.395 TL peşinat ve 10 aylık taksit tutarı 7.752 TL olmak üzere 18.470 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,dava tarihi itibarıyla 11.taksitten itibaren ödemesi gerekin 37 taksit itibarıyla borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece davanın reddine ilişkin karar davacı tarafın temyizi üzerine, dairenin 5.12.2011 tarihli ve 2011/9336-18095 esas ve karar sayılı bozma ilamı ile davacı yararına bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile,aracın iadesine,fatura bedeli 34.542,42 TL nin iade tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş,hüküm,davacı,davalı ... AŞ,davalı banka tarafından temyiz edilmesi üzerine,dairenin 18.12.2012 tarihli ve 2012/23319-28971 esas ve karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş,bu onama ilamına karşı bu kez davacı,davalı ... AŞ,Peugeout AŞ,ve davalı banka tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılardan Banka ve Peugeout AŞ nin tüm karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı, davalı bankadan aldığı kredi ile diğer davalıların üretip satışa sunduğu ayıplı aracı satın alması nedeniyle kredinin bağlı kredi niteliğinde olması nedeniyle kredi borcu nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini ve ödediği peşinatın da tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine ilişkin kararın temyizi üzerine dairenin 5.12.2011 tarihli ve 2011/9336-18095 esas ve karar sayılı bozma ilamında davacıya kullandırılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olduğu,davalı bankanın ilk mahkeme kararını temyiz etmeyerek davacı iddiası ve mahkeme gerekçesini kabul ettiği belirtilerek aracın ayıplı olması nedeniyle davalı bankanın da sorumlu olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bu bozma ilamına uyularak davacı yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur.Bu nedenle davacının davalı bankadan kullandığı kredi nedeniyle yapmış olduğu taleplerinin tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmeden bağlı krediye ilişkin ilkeler çerçevesinde incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu kısım taleplerinin reddine ilişkin mahkeme kararının zuhulen onandığı bu kez yapılan karar düzeltme incelemesinde anlaşılmıştır.
    3-Davalı ... AŞ,7.6.2012 tarihli mahkeme kararını 25.7.2012 tarihli temyiz dilekçesi ile temyiz etmiş ise de 19.9.2012 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiğini bildirdiği halde bu feragat dilekçesi üzerine temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu davalı yönünden de temyiz incelemesi esastan yapılarak kararın onanmasına ilişkin daire kararında 1.535 TL onama harcı alınmasına maddi hata sonucu karar verildiği bu kez yapılan karar düzeltme incelemesinde anlaşılmıştır..."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; davacının, satın aldığı aracın boya kalınlıklarının farklı olması, motor gücünün ise belirtilenden daha düşük bulunması nedenine dayalı olarak açılan ayıp nedeni ile sözleşmenin feshi ve ödenen bedelinin iadesi istemlerine ilişkindir.
    Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; davanın reddine ilişkin verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05.12.2011 gün, 2011/9336 esas, 2011/18095 karar sayılı ilamı ile “davalıların ayıptan sorumlu olmaları gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına mahkemece uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile, aracın iadesine, fatura bedeli 34.542,42 TL nin iade tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş,hükmün, davacı, davalı ... AŞ ,davalı banka tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18.12.2012 tarihli ve 2012/23319-28971 esas ve karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş,bu onama ilamına karşı davacı, davalı ... AŞ, Peugeout AŞ,ve davalı banka tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karar; tarafların karar düzeltme talepleri üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, Mahkemece bozma öncesi nedenler tekrar edilerek önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık; davalı bankanın satılan aracın ayıplı olması nedeniyle sorumluluğunun fatura bedeli olan 34.542,42 TL mi, yoksa bağlı krediye ilişkin esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak ödenen paranın faizinden de sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Dava konusu aracın ayıplı olduğu belirlenmiş, satıcı ve üreticinin müteselsil sorumluluğu nedeniyle banka dışındaki diğer iki davalı yönünden ilam kesinleşmiştir.
    Kredi veren ile satıcı/sağlayıcı arasında bir mal veya hizmetin tedarikine ilişkin özel bir anlaşma yoksa ve tüketici edineceği mal veya hizmeti kendisi belirlediyse, bu mal veya hizmetin bedeli kredi veren tarafından ödenmiş olsa dahi ortada bir bağlı kredi ilişkisinin varlığından söz edilemez.
    Bağlı kredi: kredi verenin, tüketici kredisini belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda satılan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmemesi halinde kredi verenin sorumlu olduğu kredi türüdür. Bu tanım 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketici Kanununun 10/5 maddesinde yer almaktadır. .
    Buna göre bir tüketici kredisinin bağlı kredi sayılabilmesi için kredinin belli marka bir mal veya hizmet satın alınması veya belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile satış sözleşmesi yapılması şartı ile verilmesi gerekmektedir.
    Tüketicinin uğradığı zararları (mal veya hizmetin hiç veya zamanında teslim ve ifa edilmemesi yahut ayıplı olması nedeniyle ) ödeme zorunda kalan banka B.K. 51/2 ve T.B.K’nun 62/2 maddesine göre sözleşmeden ötürü sorumlu olan satıcı ve sağlayıcıya rücu edebilecektir.
    Bir başka deyişle bağlı krediler kural olarak üç taraflı bir hukuki ilişki kuran bir yapılanmayı ifade etmektedir. Söz konusu üç taraflı ilişkinin tarafları tüketici, mal satıcısı/hizmet sağlayıcısı ve kredi verendir. Bu üç taraflı ilişkide kural olarak birbirinden hukuken bağımsız en az iki sözleşme bulunur. Bu sözleşmelerden ilki satıcı/sağlayıcı ile tüketici arasında kurulan mal/hizmet temini sözleşmesi iken, ikinci sözleşme, tüketicinin satıcı/ sağlayıcı ile kurduğu sözleşmeyi finanse etmek üzere krediyi veren ile kurduğu kredi sözleşmesidir. Bu iki sözleşmenin yanı sıra bağlı tüketici kredileri kapsamında ortaya çıkan ilişkide genelde satıcı/sağlayıcı ile kredi veren arasında yapılan bir “çerçeve sözleşme” kapsamında yer alan bu üç tarafın hepsi arasında bir ilişki bulunmaktadır ve kredi veren ile satıcı/sağlayıcı arasındaki ilişki nedeniyle tüketici belirli bir marka malı almaya ya da belirli bir kişiyle sözleşme yapmaya yönlendirilmektedir. Tüm bu halllerde bağlı kredi ilişkisi kapsamında kurulan bu kredi sözleşmesine “bağlı kredi sözleşmesi” adı verilmektedir. Bağlı kredinin varlığı halinde bankanın sorumluluğunu kredi miktarı ile sorumlu olduğu şeklinde anlamak gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta yerel mahkeme bankanın sorumluluğunu “ayıplı mal satışı”na dayandırmıştır. Oysa ki; davalı bankanın sorumluluğu “bağlı kredi” olması nedeniyle ileriki dönemde müteselsil sorumluluk nedeniyle tarafların rücu ilişkisinde önem arz edecektir.
    Tüm bu nedenlerle davalı bankanın sorumluluğunun bağlı kredi nedeniyle fatura miktarınca olduğunun kabulü gerekir.
    Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına, bozma ilamında ve yukarıda açıklanan ilave nedenlerle, uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 21.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi