3. Ceza Dairesi 2019/13956 E. , 2019/22072 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyete dair
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Müşteki ... hakkında tanzim edilen Kars Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 28.01.2014 tarihli adli raporunda; “müştekinin 16.01.2014 tarihinde Kars Devlet Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümünde yapılan muayenesinde, nazal dorsumun sağa deplase izlendiği, nazal grafisinde deplase 2. derecede kırık mevcut olduğu belirtildikten sonra, kırığın bildirilen travma nedeni ile olup olmadığının şu an itibariyle ayırt edilemeyeceğinin bildirildiği, adli tıp uzmanı tarafından yapılan muayenesinde ise; sol kulak kepçesinde şekil bozukluğu olduğu, burun kökünün çökük, burnun sağa deviye izlendiği, şahısta saptanan kırığın hayat fonksiyonlarını 2 (orta) derecede etkilediği ve yüzünde sabit iz niteliğinde olduğu” belirtilmiş olup, müşteki ... hakkında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 16.12.2013 tarihli adli raporda ise; vücudun muhtelif yerlerinde çok sayıda morluk, ekimoz, kızarıklık, abrazyon bulunduğu tespiti yapıldıktan sonra “sol kulakta deformasyon ve kanama mevcut olduğu, sol zigomatik bölgede muayenede krepitasyon alındığı, sol zigomatik kemik üzerinde seviye farkı ve krepitasyon alındığı, hamilelik şüphesi olan hastaya maksillofasiyal BT yaptırılamadığı” belirtilerek “yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, kişinin bulunup çekilecek olan maksillofasial BT ile birlikte muayeneye gönderilmesi halinde yeniden değerlendirileceği” sonucuna varıldığı, 2. İhtisas Kurulu raporu içeriğinde nazal fraktürden bahsedilmediği gibi, Kars Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporu içeriğinde de Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümünce kırığın bildirilen travma nedeni ile olup olmadığının şu an itibariyle ayrıt edilemeyeceğinin bildirilmiş bulunması karşısında, Kars Adli Tıp Şube Müdürlüğünce verilen adli raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmadığının anlaşıldığından, tüm doktor raporları, tedavi evrakları ve varsa grafileri ile birlikte müşteki ...’nun Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine gönderilerek, yaralanması nedeniyle kemik kırığı oluşup oluşmadığı, varsa kırığın hayati fonksiyonlarına etkisinin ne olduğu, yüzünde sabit ize neden olup olmadığı ve 5237 sayılı TCK’nin 86 ve 87. maddelerindeki ölçütlere göre yaralanmasının niteliği konusunda duraksamaya yer vermeyecek şekilde kesin raporu alındıktan sonra, sanığın hukuki durumun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre,
2) Alt sınırı beş yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren yaralama suçundan yargılanan sanığın duruşmada hazır bulundurulması, bunun mümkün olmaması durumunda ise SEGBİS sistemi aracılığıyla savunmasının alınması gerektiği gözetilmeden; sanığın talimat ile ifadesi alınarak yokluğunda yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 193. ve 196. maddelerine aykırı davranılması,
3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle, 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 03.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.