16. Hukuk Dairesi 2019/3674 E. , 2019/8979 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... Köyü çalışma alanında ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 251 parsel sayılı 74.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 145 ada 7 parsel numarasıyla ve 63.348,53 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 249 parsel sayılı 87.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 145 ada 8 parsel numarasıyla ve 97.096,43 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait 145 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli 145 ada 8 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen bölümünün ifrazıyla davacıya ait 145 ada 7 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tesciline, 145 ada 8 parsel sayılı taşınmazın geri kalan bölümünün uygulama tespiti gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro tespitlerine karşı, askı ilan süresi içinde açılacak davalarda 3402 sayılı Yasa"nın 11 ve 26. maddeleri uyarınca Kadastro Mahkemeleri, askı ilan süresi sona erdikten sonra açılacak davalarda ise genel mahkemeler görevlidir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 11/1. maddesinde askı ilan süresi otuz gün olarak kabul edilmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 92. maddesinde ise, gün olarak tayin edilen sürelerin hesabında tefhim ve tebliğ edildiği günün hesaba katılmayacağı hükmü yer almıştır. Somut olayda; çekişmeli taşınmazın tutanağı 29.11.2013, 31.12.2013 tarihleri arasında askıya çıkarılmış olup yasal 30 günlük ilan süresinin 03.01.2014 tarihinde dolduğu, uygulama tespiti gibi tapu sicilinin oluştuğu, davanın ise 08.01.2014 tarihinde açıldığı ve bu haliyle davanın, çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının kesinleşmesinden sonra açıldığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, kesinleşen tespit tutanağına karşı açılan eldeki davada Kadastro Mahkemesi görevli olmayıp, genel mahkemeler görevlidir. Mahkemelerin görevleriyle ilgili kurallar kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olduğundan, mahkemelerce re"sen gözetilmesi gerekir. Bu durum karşısında mahkemece, 6100 sayılı HMK"nın m.114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
26.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.