4. Hukuk Dairesi 2015/14031 E. , 2016/2758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 27/05/2015 gün ve 2014/8887-2015/6816 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 27/05/2015 gün ve 2014/8887 esas, 2015/6816 karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Dairemizin ilamına karşı davacı tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
Davacı, davalı şirketin maden arama faaliyetleri sırasında yapmış olduğu dinamit patlatmaları neticesinde maliki olduğu binanın iç ve dış cephe duvarlarında, balkon çatılarında, bina kolonları ve seramiklerde çatlakların oluştuğunu, kapıların kasalarının ve pencere camlarının kırıldığını, çatının bir kısmında çökme meydana geldiğini, bu faaliyetler sırasında civardaki bir çok yapının da hasar gördüğünü, bu nedenle taşınmazını gerçek değerinden çok düşük bir değere satmak zorunda kaldığını belirterek uğradığı maddi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı, gerekli tüm tedbirlerin alınarak patlatma yapıldığını, dava konusu taşınmazın patlatma yapılan bölgeye uzak olduğunu, iddia edilen zarar ile patlatma arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Yargılama sırasında alınan 12/06/2011 tarihli Jeoloji mühendisi bilirkişi raporunda; yapının muhtelif yerlerinde sıva-duvar çatlağı ve çatı-duvar birleşmelerinde ayrılmalar şeklinde deformasyonların bulunduğu, yapıdaki hasarların yüzde yüz patlama sonucu oluştuğunu söylemenin mümkün olmadığı, hasarların temeldeki oturmalar ya da üst yapının inşaatından kaynaklanan hatalar veya patlamaya bağlı olarak meydana gelmiş olabileceği, patlamanın hasara sebebiyet verip vermeyeceğinin ancak patlatmadan sonra oluşacak titreşim frekansı ile parçacık hızı bilgilerine göre tespit edilebileceği belirtilmiş, yerel mahkemece de; davalı şirketçe titreşim kayıtlarının tutulmadığı, dolayısıyla eylem ile zarar arasında uygun illiyet bağının tespit edilemediği, bu kapsamda davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, mahkemece davalı şirkete yazılan yazıya verilen cevap ile; titreşim kayıtlarına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Yine dosya kapsamında mevcut olan 01/04/2011 tarihli “Sulh Akdi ve İbraname” başlıklı belge içeriğinden, davacının komşuları ve... Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/499 nolu dosyasının müştekileri olan.....,...., ... ve ...."in patlatmadan doğan zararlarının (ihbar olunan) ..... tarafından ödendiğini, bu nedenle şikayet ve dava haklarından feragat ettiklerini, ..... ile.... ve ....."ni ibra ettiklerini beyan ettikleri, yargılama sırasında dinlenen tanıkların da, davalı şirketçe yapılan dinamit patlatmaları nedeniyle davacının evi de dahil olmak üzere bir çok evde hasar oluştuğunu beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Davalı şirket tarafından aynı gün yapılan dinamit patlatmaları nedeniyle açılmış olan ve Sorgun Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/711 esas, 2014/585 karar sayılı dosyasında yargılaması yapılan davada alınan Jeoloji mühendisi bilirkişi raporunda, patlatma yapılan sahanın hasar gören konuta yaklaşık uzaklığının 900 metre olduğu, yapılan incelemeler sonucunda patlatmaların bölgedeki zeminde farklı oturmalara sebebiyet vermesinden dolayı konutlarda belirtilen hasarları oluşturduğu belirtilmiş,... Sulh Hukuk Mahkemesince bu rapora dayanılarak 18/09/2014 tarihinde, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizin 2015/2831 esas, 2016/2757 karar sayılı ilamı ile işbu dosyayla aynı gün incelenerek onanmasına karar verilmiştir.
Şu durumda yukarıda açıklanan hususlar dikkate alındığında, meydana gelen zarar ile davalının eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunduğu kabul edilmeli ve buna göre davacının zarar kapsamı belirlenmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekirken Dairemizce sehven onandığı anlaşıldığından, davacının karar düzeltme istemi HUMK’un 440-442 maddeleri uyarınca kabul edilmeli Dairemizin 27/05/2015 gün ve 2014/8887 esas, 2015/6816 sayılı onama kararı kaldırılmalı, karar açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Karar düzeltme yoluna başvuran davacının karar düzeltme isteminin HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca yukarıda gösterilen nedenlerle kabulüne; Dairemizin 27/05/2015 gün ve 2014/8887 esas, 2015/6816 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve mahkeme kararının belirtilen nedenle BOZULMASINA ve tashihi karar telep eden davacıdan önceki onama kararımızla alınan harç ile peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.