11. Hukuk Dairesi 2018/2392 E. , 2018/4729 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/01/2015 tarih ve 2014/736-2015/13 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilmiş bulunan iş sözleşmesi gereğince müvekkilinin davalıya ait gemide 29.05.2011 tarihinde kaptan olarak çalışmaya başladığını, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı yanca 17.08.2011 tarihinde süresinden önce ve haksız olarak feshedildiğini, davalı yanın sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi sebebiyle sorumlu olduğu bakiye ücret alacaklarını ödememesi üzerine, davalı yan aleyhine menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takibe giriştiklerini, davalı şirketin yapılan takibe olan itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının takibe olan itirazının iptalini ve %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili olan şirket bünyesinde 30.05.2011 tarihinde çalışmaya başladığını, kaptan olan davacının gözetimindeki geminin ..."nın Güllük Limanından kalkarak Ukranya"nın Kherson Limanına giderken, 11.08.2011 tarihinde Çanakkale Boğazında Nara Burnu önlerinde karaya oturduğunu, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün olaya ilişkin raporlarına göre, kazanın nedeninin hatalı seyir ve kaptanın, gemi rotası ve mevkisi hakkında defalarca yapılan ikazları dinlememesi olduğunu, kaza nedeniyle müvekkili aleyhine idari para cezası kesildiğini ve müvekkilinin Kıyı Emniyetine 45.000,00 USD ceza ödediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 8. maddesinin 9. numaralı bendinde, gemiye verilen zararın personel maaşından kesileceğinin düzenlediğini, davacının kusuru nedeniyle gerçekleşen kaza neticesinde oluşan zarar göz önüne alındığında davacıdan kesilen 30 günlük ücretinden çok daha fazla zarar meydana geldiğinin açık olduğunu, müvekkilince yapılan feshin taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin 18. maddesine göre yapılmış haklı bir fesih olduğunu savunarak davanın reddini ve davacı tarafın %20"den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına çarptırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece iddia savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, yapılan yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporunda dava konusu uyuşmazlık bakımından görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu yönünde kanaat bildirilmişse de, Deniz İş Kanununun Türk bayrağı taşıyan gemilerde çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulandığı, somut uyuşmazlıkta davacının çalışmış olduğu geminin yabancı bayraklı olduğu, hal böyleyken huzurdaki uyuşmazlık bakımından iş mahkemesinin görevli olmadığı, bu nedenle bilirkişi raporundaki göreve ilişkin kanaate iştirak edilmediği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının 25.03.2014 tarihli talebini açıklayan dilekçesinde belirtildiği üzere, çalışılan döneme ilişkin ödenmeyen Temmuz ayı tam maaşı ile Ağustos ayından 18 günlük maaş alacağına ilişkin olduğu bu nedenle sözleşmenin haksız fesih olunup olunmadığı hususu ve çalışmanın sabit olmasına göre davacının hangi hizmet sözleşmesine göre çalıştığı hususunun sonucuna etkili olmadığı, davada, taraflar arasında davacının hizmet akdine bağlı olarak çalıştığı hususu ve maaşının aylık 4.300,00 USD olduğu hususunun ihtilafsız olduğu, her iki tarafça sunulan hizmet sözleşmelerinde sözleşmenin süresi dışında herhangi bir farklılık mevcut olmadığı, somut uyuşmazlıkta ispat yükünün davalıda olduğu, davalının, gemi adamı olan davacının temmuz ayı maaşı ile ağustos ayından kalan maaşını ödediğini ispat etmesi gerektiği, ancak davalı yanın zikredilen döneme ilişkin ücreti ödediğine dair bir iddiasının bulunmadığı, davalı taraf davacının kazaya sebebiyet verdiğini, bu nedenle maaşından kesinti yapıldığını savunmuşsa da, kaptanın kusuru sebebiyle davalı yan zarar görmüş olsa bile davacının ücrete hak kazanacağı bu nedenle davalı yanın bu yöndeki savunmasının esasa etkili olmadığı, TTK 946/2 ve İİK 145 ve 147 . maddelerine göre, rehin maliki olan davalı donatan ile davalı işverenin zorunlu dava arkadaşı olduğu ve alacağın TTK 1235/3 ve 1236. maddelerine göre rehin hakkı veren bir alacak olduğu, benimsenen bilirkişi raporuyla davacının davalılardan bakiye 6.736,67 USD alacağı bulunduğunun anlaşıldığı ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek davalıların itirazının kısmen iptali ile takibin 6.736,67 USD üzerinden takip tarihi itibariyle 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarınca USD"ye verilen en yüksek yıllık faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına ve davalıların asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatına çarptırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 670,75 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi