Hukuk Genel Kurulu 2013/2127 E. , 2015/2320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yargıtay 1. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 1. Hukuk Dairesince;
“Davacı ... 18.10.2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/243 Esas sayılı dosyasında Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi ..."in HMK"nun 208/4 maddesi uyarınca sahteliğin tespiti için ileri sürdükleri yasal taleplerini nazara almadığını, hukuki dinlenilme haklarını vermediğini, iddialarını ispat hakkı tanımadığını, 6100 sayılı HMK"nun 268/2 maddesinde yapılan düzenleme ile kamu görevlilerine bağlı bulundukları kurumlarla ilgili dava ve işlerde bilirkişi olarak görev verilemeyeceği belirtildiği hâlde, kurum personeline görev verdiğini ve bu konudaki talep ve itirazlarını da değerlendirmeye almadığını; HMK"nun 30 ve 31 maddelerindeki kanuni düzenlemelerde yer alan usûl ekonomisi ve davayı aydınlatma ödevini yerine getirmediğini, Anayasa ile güvence altına alınan hak arama özgürlüğünü ve âdil yargılanma haklarını engellediğini, bunların sonucu olarak 50.000.-TL tutarlı bir sözleşme ile yeni bir avukat görevlendirme zorunluluğu doğduğunu öne sürerek sonradan Mersin"e atanan Torbalı 1. Asliye Hukuk Hakimi ... tarafından yapılan yargılamanın hukuk dışı olduğunun tespiti ile 50.000.-TL tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davacı ..., dosyamızla birleştirilmesine karar verilen Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 2012/1 Esas sayılı dosyasında verdiği 22.10.2012 havale tarihli dava dilekçesinde ise özetle, Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/243 Esas sayılı dosyasında açılan tapu iptal ve tescil davasında sahteliğin incelenmesine ilişkin yazılı talepleri Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dikkate alınmayınca, sahteliklerin tespiti için 6100 sayılı HMK"nun 208/4 maddesi uyarınca açtıkları davalardan 2011/581, 2011/582, 2011/591, 2012/266 Esas sayılı dosyalar ile yine asıl dava ile irtibatı olan 2012/76, 2012/143, 2012/305 D. İş sayılı dosyalarının Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesine düştüğünü bu dosyaların yargılamalarını yürüten Torbalı 2. Asliye Hukuk Hakimi ... tarafından 2011/581 ve 2011/582 Esas sayılı dosyaların “aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte, olmaması” şeklindeki kanuni düzenleme gerekçe gösterilerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, bu davaların 6100 sayılı HMK"nun 208/4 maddeleri doğrultusunda açılan davalar olduğunu, HMK 114. maddesi ile bir ilgisinin bulunmadığını, tespit davasının daha önce açılan asıl davanın tamamlayıcısı olduğunu, verilen kararların HMK 46/1-c bendine aykırı olduğunu, böylece 46/2 maddede yer alan kanuni düzenleme uyarınca tazminat davası açma hakkı doğduğunu, aynı Hâkim tarafından hukuki dinlenilme hakkı, açıklama ve ispat hakkı verilmediğini, kanuna uygun olsun olmasın tüm taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek Torbalı 2. Asliye Hukuk Hâkimi ... tarafından yapılan yargılamanın hukuk dışı olduğunun tespiti ve 30.000.-TL tazminata karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davacı, asıl ve birleştirilen dava dosyalarında maddi ve manevi tazminat istediği halde maddi ve manevi tazminat miktarlarını belirtmediğinden bu eksiklik ikmal ettirilmiş, davacı 20.4.2013 havale tarihli dilekçesinde Hâkim ... için 40.000.-TL. maddi, 10.000.-TL manevi, Hâkim ... için 25.000.-TL maddi, 5.000.-TL manevi tazminat talebi olduğunu, davalı tarafın ön inceleme duruşmasından önce davayı kabul etmesi halinde manevi tazminat talepleriyle yetineceğini bildirmiştir.
Davalı Devlet"i temsilen Hazine vekili dilekçelerinde özetle, gerek asıl, gerekse birleşen dava yönünden, davanın öncelikle süresinde açılmadığını, 6110 sayılı Yasa ile 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu"na eklenen 93/A maddesine göre, Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine açılacak tazminat davasının ancak tazminata konu dava sonucunda verilecek hükmün kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde açılabileceğini, davacının herhangi bir zararının oluşmadığını, HMK"nun 46. maddesinde belirtilen dava şartlarının bulunmadığını, bu yönlerden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Asıl ve birleşen dava dosyalarında dava dilekçeleri HMK"nun 119. maddesinde öngörülen koşulları taşıdığından kabul edilmiştir. HMK"nun 114. ve 120. maddeleri doğrultusunda eksik dava şartları tamamlattırılmıştır. HMK"nun 120., 122., 126., 127., 128. ve 48/2. maddeleri gereğince dilekçe tebliğ işlemleri ikmâl edilmiş, dava dilekçe suretleri ilgili hâkimlere tebliğ edilmiştir.
Dilekçe tebliğ işlemleri tamamlandıktan sonra HMK"nun 137/1., 139. ve 140. maddeleri uyarınca ön inceleme duruşması yapılmıştır. Yapılan ön inceleme duruşması sırasında, davacı dava dilekçesini yinelemiş, bu davanın aslının Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/243 Esas sayılı dosyasında bulunan iki belgenin sahteliği ile ilgili olduğunu, bu dosyanın hâlen sonuçlanmadığını, delil olarak dava dilekçesinde bildirdiği delillere dayandığını, davalı vekili ise, cevap dilekçelerini tekrarladığını, dava konusu olayda yasal yolların tüketilmediğini beyan etmişlerdir. Taraflar sulhe teşvik edilmişler, ancak sulh olmamışlardır.
Davacının bildirdiği dosya akıbetleri araştırılmış, delil olarak bildirilen dosyaların bir kısmının karara bağlandığı, bir bölümünün derdest olduğu, davanın açılmasına neden olan olayların ve davaların başlangıcını ve esasını oluşturan Torbalı 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/243 Esas sayılı dosyasının karara bağlandığı, ancak verilen kararın hâlen kesinleşmediği tespit edilmiştir.
Dava, hâkimin hukuki sorumluluğuna ilişkin maddi ve manevi tazminat davasıdır. 14.02.2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6110 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 12. maddesi ile 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanuna"na 93/A maddesi eklenmiştir.
Bu maddedeki düzenlemeye göre;
"Hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle:
a) Ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir.
b) Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hâkim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamaz.
Devlet aleyhine açılacak tazminat davası ancak dava konusu işlem, faaliyet veya kararın dayanağı olan;
a) Soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya kamu davası açılmış ise kovuşturma sonucunda verilen hükmün,
b) Dava sonunda verilen hükmün,
kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya hükmün kesinleşmesinden önce, hâkim veya savcının söz konusu işlem, faaliyet veya kararıyla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan mahkûmiyeti hâlinde ise tazminat davası bu hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir..."
Söz konusu 93/A maddenin (b) bendinde yapılan düzenleme "Dava sonunda verilen hükmün kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde dava açılabilir" hükmünü içerdiğine göre hüküm kesinleşmeden dava açılamaz.
Yukarıda açıklandığı üzere, davaya asıl dayanak olarak gösterilen Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/243 dosyasında verilen karar dava tarihleri itibariyle kesinleşmemiştir. Bu durumda, davacının isteminin dinlenilebilirliği bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 07.11.2012 tarihli 2012-4-143- 2012/752 sayılı, 14.11.2012 tarihli 2012/4-144-2012/782 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Davacının istemi dinlenebilir görülmediğinden esas yönünden incelenmemiştir.
Şu hâle göre, dava dilekçesinin reddine karar verilmelidir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
A- 1) Davacının asıl dosyada açtığı davada dava dilekçesinin REDDİNE,
B- 1) Bu dosya ile birleştirilen Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 2012/1 Esas sayılı dosyasında davacının açtığı davada dava dilekçesinin REDDİNE,
Dair oybirliği ile verilen 18.06.2013 gün ve 2012/1 E., 2013/2 K sayılı kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ... 18.10.2012 harç tarihli dava dilekçesiyle; “ Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/243 Esas sayılı dosyasında Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi ..."in HMK"nun 208/4 maddesi uyarınca sahteliğin tespiti için ileri sürdükleri yasal taleplerini nazara almadığını, hukuki dinlenilme haklarını vermediğini, iddialarını ispat hakkı tanımadığını, 6100 sayılı HMK"nun 268/2 maddesinde yapılan düzenleme ile kamu görevlilerine bağlı bulundukları kurumlarla ilgili dava ve işlerde bilirkişi olarak görev verilemeyeceği belirtildiği hâlde, kurum personeline görev verdiğini ve bu konudaki talep ve itirazlarını da değerlendirmeye almadığını; HMK"nun 30 ve 31 maddelerindeki kanuni düzenlemelerde yer alan usûl ekonomisi ve davayı aydınlatma ödevini yerine getirmediğini, Anayasa ile güvence altına alınan hak arama özgürlüğünü ve âdil yargılanma haklarını engellediğini, bunların sonucu olarak 50.000.-TL tutarlı bir sözleşme ile yeni bir avukat görevlendirme zorunluluğu doğduğunu öne sürerek sonradan Mersin"e atanan Torbalı 1. Asliye Hukuk Hakimi ... tarafından yapılan yargılamanın hukuk dışı olduğunun tespiti ile 50.000.-TL tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davacı ..., Yargıtay 16. Hukuk Dairesinde açılan davanın 22.10.2012 havale tarihli dava dilekçesinde ise “Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/243 Esas sayılı dosyasında açılan tapu iptal ve tescil davasında sahteliğin incelenmesine ilişkin yazılı talepleri Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dikkate alınmayınca, sahteliklerin tespiti için 6100 sayılı HMK"nun 208/4 maddesi uyarınca açtıkları davalardan 2011/581, 2011/582, 2011/591, 2012/266 Esas sayılı dosyalar ile yine asıl dava ile irtibatı olan 2012/76, 2012/143, 2012/305 D. İş sayılı dosyalarının Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesine düştüğünü, bu dosyaların yargılamalarını yürüten Torbalı 2. Asliye Hukuk Hakimi ... tarafından 2011/581 ve 2011/582 Esas sayılı dosyaların “aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte, olmaması” şeklindeki kanuni düzenleme gerekçe gösterilerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, bu davaların 6100 sayılı HMK"nun 208/4 maddeleri doğrultusunda açılan davalar olduğunu, HMK 114. maddesi ile bir ilgisinin bulunmadığını, tespit davasının daha önce açılan asıl davanın tamamlayıcısı olduğunu, verilen kararların HMK 46/1-c bendine aykırı olduğunu, böylece 46/2 maddede yer alan kanuni düzenleme uyarınca tazminat davası açma hakkı doğduğunu, aynı Hâkim tarafından hukuki dinlenilme hakkı, açıklama ve ispat hakkı verilmediğini, kanuna uygun olsun olmasın tüm taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek Torbalı 2. Asliye Hukuk Hâkimi ... tarafından yapılan yargılamanın hukuk dışı olduğunun tespiti ve 30.000.-TL tazminata karar verilmesi isteğinde bulunmuş, yapılan yargılama sırasında hukuki ve fiili irtibat nedeni ile Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2012/1 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Davalı Maliye Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; gerek asıl, gerekse birleşen dava yönünden, davanın öncelikle süresinde açılmadığını, 6110 sayılı Yasa ile 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu"na eklenen 93/A maddesine göre, Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine açılacak tazminat davasının ancak tazminata konu dava sonucunda verilecek hükmün kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde açılabileceğini, davacının herhangi bir zararının oluşmadığını, HMK"nun 46. maddesinde belirtilen dava şartlarının bulunmadığını, bu yönlerden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının reddi ile 1. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilamı harcı peşin alındığından başka harç alınmasına mahal olmadığına, 21/10/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.