14. Hukuk Dairesi 2015/15225 E. , 2018/4735 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.10.2010 gününde verilen dilekçe ile mecra irtifakı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve ... ... Köyü Tüzel Kişiliği tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 744. maddesi gereğince “mecra irtifakı” kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili şirketin ... ilçesi Yağdere Köyünde içme suyu fabrikası kurduğunu, ... mevkiinde bulunan müvekkili şirkete ait taşınmazlar için kaynak suyu isale hattının döşenmesi hususunda ... İl Özel İdaresinin 10.12.2009 tarihli 13406 sayılı yazısı ile izin alındığını ve bu konuda İl Özel İdaresi ile protokol düzenlendiğini, davalı ... Köyü Muhtarlığından ise şifahen izin alındığını, karşılığında müvekkili şirket tarafından 5.000 mt. boru hibe edilerek yer altına yerleştirildiğini, yaklaşık 25.500 mt. isale hattı tamamlandıktan sonra davalılar ... ve ... Köyü Muhtarlıklarının 3091 sayılı Yasa gereğince kaymakamlık makamından tecavüzün önlenmesini talep ettiklerini ileri sürerek anılan köylerde kain 20 adet taşınmaz üzerinde su isale hattı (mecra) irtifakı kurulmasını; tescil harici bırakılan taşınmazlara döşenecek isale hattı için ise muarazanın giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı lehine ... Köyünde bulunan 1683 ve 1685 parsel ile ... Köyünde bulunan 800, 802, 803, 805, 808, 814, 817, 842, 846, 847, 849, 850 ve 891 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde 30.09.2013 tarihli rapor ve ekli krokisinde koordinatları gösterilen yerde 1,20 mt. derinlikte ve 0,60 mt. genişlikte su isale hattı geçirilmek suretiyle irtifak hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ile davalı ... Köyü Tüzelkişiliği temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Zorunlu su irtifakı kurulmasına ilişkin davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da zorunlu su irtifakı kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Diğer taraftan, irtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir.
Bu tür davaların niteliği gereği de, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK’nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7 maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1-..., ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2-..., ..., ..., . ve ... büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
3-Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrasında; “1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun “Yürürlük” başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; dava konusu su kaynağının çıktığı taşınmaz belli olmadığı gibi lehine irtifak hakkı kurulan taşınmaz da belli değildir. Ayrıca mecra irtifakının geçtiği taşınmazların kimlere ait olduğu da tespit edilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılarak davaya konu bu taşınmazların kim ya da kimlere ait olduğunun açıkça tespit edilmesi ve davada taraf olarak yer almaları sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı denetlenmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan; davalılar ... Köyü ile ... Köyünün 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılmak suretiyle mahalle olarak ... İlçe Belediyesine katılmaları nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatları kalmadığından ve katıldıkları ilçe belediyesi davada taraf olacağından mahkemece, 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrası gereğince işlem yapılması gerektiğinin düşünülmemesi de doğru görülmemiş; bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.