9. Hukuk Dairesi 2015/6836 E. , 2017/962 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, asıl davada kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, izin ücreti, ücret asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine birleşen davada ise ödenen kıdem tazminatının iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi vekili, davacının, 01.09.1997-13.03.2012 tarihleri arasında davalı şirketin en son ... Şube Müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesini 1475 sayılı yasanın 14/1-5. bendi uyarınca emeklilik nedeniyle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağı olmadığını, varsa da zamanaşımına uğradığını savunmuş ve müvekkili şirket tarafından davacıya ödenen 13.721,81 TL kıdem tazminatının iadesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin davasının kısmen kabulün ile davalı işverenin karşı davasının reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Yasanın 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar olup, 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 09.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile bir hafta 5 gün, ertesi hafta 6 gün çalıştığına dair yapılan tespit dosya kapsamına göre yerindedir. Bu çalışma sisteminde davacının haftanın 5 günü çalıştığı haftalarda fazla mesai yapmadığı, haftanın 6 günü çalıştığı haftalarda ise haftalık 3 saat fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Fazla mesai hesabının buna göre yapılması gerekirken, davacının ayın her haftasında 4 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. Ayrıca da fazla mesai tahakkuku bulunan imzalı ücret bordrolarındaki ayların hesaplamada dışlanmaması isabetsizdir.
3-Yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık izin ücreti hesabı sırasında brütten nete çevirme yapıldıktan sonra bankaya ödenen net 1.539,16 TL yıllık izin ücretinin hesaplamada mahsup edilmesi gerekirken, brüt hesaplamadan ödenen net miktarın mahsup edilmesi hatalıdır.
4-İş sözleşmesinin feshiyle ödenmesi gereken yıllık izin ücreti için uygulanması gereken faiz, yasal faizdir. Mahkemece bu alacağa en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesi hatalıdır.
5-Mahkemece kararın gerekçesinde fazla mesai alacağında % 30 oranında takdiri indirim yapıldığının belirtilmesine karşın hüküm fıkrasında % 20 oranında takdiri indirim uygulanması gerekçe/hüküm çelişkisi olup, HMK’nın 298/2. maddesine aykırıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.