8. Hukuk Dairesi 2018/6687 E. , 2020/7873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın her iki talep yönünden kabulüne karar verilmiş olup, hükmün adli yardım talebinin reddi ek kararının davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu 404 ada 14 parsel nolu bahçeli kargir ev niteliğindeki taşınmazın vekil eden banka tarafından dava dışı ... adlı şahıstan 25.10.2011 tarihinde tapudan satış suretiyle devralındığını, davalıların, 25.10 2011 tarihinde müvekkillerinin mülkiyetine geçen taşınmazda hiçbir haklı sebep bulunmaksızın haksız biçimde oturmakta olduklarını, davalılara taşınmazı tahliye etmeleri hususunda gönderilen ihtarnameye rağmen taşınmazı kullanmaya devam ettilerini açıklayarak davalıların dava konusu taşınmaza yönelik haksız müdahalelerinin men’ini, vekil edeninin taşınmazı tapudan satış suretiyle edildiği 25.10.2011 tarihinden dava tarihi olan 04.02.2014 tarihine kadar olan süreyi kapsamak ve fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 15.500,00 TL ecrimisilin kademeli temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılara usulüne göre yapılan tebligatlara rağmen cevap dilekçesi sunmamışlar, yargılamanın 4. celsesinde davalılardan ... “...şunu belirtmek isterim, apartman aile apartmanı olsa dahi ben yalnız bir dairede oturmaktayım, anne babamın ve kardeşimin oturduğu daireden ben sorumlu tutulamam, ayrıca binanın satıldığını söylediler, bu durumda davacının, davacı sıfatı kalmamıştır, ben birinci bodrum katta oturuyorum. Birinci ve ikinci katta annemiz ve babamız oturuyorlar, ikinci katta ise tek oda vardır.” şeklinde açıklamada bulunmuş, aynı celsede diğer davalı ... ise “ Ben de diğer davalı kardeşim Murat’ın beyanına katılıyorum, ayrıca ortak alanlar için hesaplama yapılmıştır ve hepsinden sorumlu olduğum belirtilmiştir, ancak oturduğumuz daireler ile ilgili olarak sorumluyuz, ben zemin katta oturuyorum ” şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Yargılamanın devamı sırasında davacı ... tarafından dava konusu taşınmazın dava dışı ...’na tapudan satış suretiyle 08.06.2015 tarihinde devredilmesini müteakip anılan şahsa davanın ihbarı üzerine vekili tarafından dosyaya sunulan 04.09.2015 tarihli dilekçede müvekkili olan ...’nun HMK’nin 125/son maddesi uyarınca müddeabihi devralan kişi olarak davacı sıfatıyla katılımının sağlanması, davalıların dava konusu taşınmaza elatmalarının önlenmesine karar verilmesi ve müddeabihi dava sırasında vekil edenine devreden davacı ...’nın malik olduğu döneme rastlayan haksız işgal tazminatı talebi yönünden ise dosyanın tefrikine karar verilmesi talebinde bulunulmuştur.
Mahkemece, “Mülkiyet hakkının içeriği MK"nin 683.maddesinde tarif edilmiş olup, bir şeye malik olan kimsenin, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarruf hakkına sahip olduğunu açıkladıktan sonra, malikin malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu nedenle, davacı ..."nun, taşınmazın maliki olması sıfatıyla, davalıların müdahalesinin men-ini talep etme hakkı olduğu anlaşıldığından, davanın meni müdahale talebi yönünden kabulüne, davalıların dava konusu olan taşınmazdan tahliyesine, boş olarak davacıya teslimine, olağan kullanım dışı kalan, varsa zararları ile ilgili olarak dava açmakla muhtariyetine karar verilmesi gerekmiştir.
Ecrimisil talebi yönünden olay incelendiğinde; iyi niyetli olmayan zilyet, MK’nin 995. maddesi gereğince vermekle yükümlü olduğu şeyi, haksız alıkoymuş olması yüzünden, hak sahibine verdiği zarar karşılığı tazminat ödemekle yükümlüdür. Bu zarar, olayımızda en az kira bedeli karşılığı olmalıdır. Bu da yıllık artışların toptan eşya fiyat endekslerindeki artıştan az olmaması hususuna dikkat edilerek yapılmalıdır.
Bilirkişilerin düzenledikleri raporun, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda hazırlandığı anlaşılmıştır. Davalıların, davacı ..."na ait taşınmazı 25.10.2011 tarihinden bu yana ikametgah olarak kullandıkları ve bu süre için kullanmaları karşılığında ecrimisil ödemeleri gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, 25.10.2011 ile 02.02.2014 tarihleri araında hesaplanan toplam 170.941,00 TL ecrimisilden, taleple bağlı kalarak 15.500 TL ecrimisilin, her tahakkuk dönemi sonundan itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte, davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, davalıların yeni ada no 1081 (404 ada) 14 parsel nolu, bahçeli kargir ev niteliğindeki taşınmaza, ikametgah olarak kullanmak süretiyle yaptıkları müdahalenin menine, boş olarak davacıya teslimine, olağan kullanım dışı kalan, varsa zararları ile ilgili olarak dava açmakla muhtariyetine, 25.10.2011 ile 02.02.2014 tarihleri arasında hesaplanan 170.941,00 TL ecrimisilden, taleple bağlı kalarak 15.500 TL ecrimisilin her tahakkuk dönemi sonundan itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi ve gerekçeli kararın davacılardan Vakıflar Bankası vekiline 11.02.2016 tarihinde, davacılardan ... vekiline 03.02.2016 tarihinde, davalılardan ... ile ...’e ayrı ayrı 10.02.2016 tarihinde tebliği üzerine; hüküm, 15.02.2016 tarihli dilekçe ile davalılar vekilince adli yardım talepli olarak temyiz edilmiştir. Mahkemece 20.07.2014 tarihli ek karar ile yapılan araştırmalar neticesinde davalıların ekonomik ve sosyal durumlarının adli yardımdan yaralanacak derecede bozuk olmadığı, temyiz harcını yatırabilecek durumda oldukları gerekçesiyle adli yardım talebinin reddine, temyiz nisbi harcı olan 274.298,81 TL veya bunun 1/4’ü oranında hesaplanan 68.574,70 TL’nin yatırılması için davalı tarafa muhtıra çıkarılmasına karar verilmiş, ek karar davacı ... vekiline 28.07.2016’da, davacı ... vekiline 28.07.2016’da, davalı ...’e ve ...’e ise ayrı ayrı 27.07.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ... ve davalı ... ayrı ayrı sundukları 06.09.2016 tarihli dilekçelerinde adli yardım taleplerinin reddine ilişkin ek karara karşı temyiz talebinde bulunmuşlardır.
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Öncelikle; kararı temyiz eden davalılar vekili tarafından kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talep edildiğine göre, bu talep hakkında karar verme yetkisi kanun yolu incelemesini yapacak olan Yargıtaya aittir (HMK mad.336/3). Dosya arasına alınan ve dilekçe ekinde sunulan bilgi, belgeler, davalıların ortağı oldukları Mimtur İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin İstanbul 33. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/205 Esas sayılı dosyasında iflasına karar verilmiş olması, davalıların borçlu oldukları icra dosyalarına ilişkin Adalet Bakanlığının Mahkeme ve İcra Dosyası Sorgulama Sayfasındaki Döküm, davalılara muhtarlık tarafından fakirlik belgesi verilmiş olması nedeniyle, Devletin mahkeme harcı almasındaki menfaati ile başvuranın mahkeme vasıtasıyla hakkını korumadaki çıkarları arasındaki adil denge, Anayasa’nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile bu kapsamda adalete ve mahkemeye erişim hakkı dikkate alınarak, adli yardım talebi yerinde görüldüğünden, HMK’nin 334 ve devamı maddeleri gereğince Mahkemece verilen adli yardım talebinin reddine ilişkin 20.07.2014 tarihli ek kararın kaldırılmasına, adli yardım talebinin kabulüne, davalı tarafın nisbi temyiz harç ve giderlerinden geçici olarak muaf tutulmasına karar verilerek, işin esasının incelenmesine geçildi.
Somut olayda, men’i müdahale yönünden toplanan delillere göre dava konusu üç katlı binanın bodrum katında davalılardan ...’in, zemin katında davalılardan ...’in, 1. normal katta ise dava dışı gerçek kişilerin ikamet ettikleri belirlendiğine göre davalıların müdahale ettikleri bölümler yönünden men kararı verilmesi, 1. normal kat yönünden davanın reddedilmesi gerekirken 3 katlı dava konusu binanın tümü yönünden yazılı şekilde müdahalenin men’ine karar verilmesi doğru değildir.
Ecrimisil talebi yönünden davalıların müdahale ettileri anlaşılan dava konusu üç katlı binanın bodrum ve zemin katlarıyla ilgili işgalde bulunan davalılar yönünden ayrı ayrı hesaplama yapılması gerekirken davalıların kullanmadıkları bölümün de ecrimisil hesabına katılması ve her bir davalının hangi miktar ecrimisilden sorumlu olduğu yazılmaksızın, tek ecrimisile hükmedilmesi suretiyle HMK’nin 297. maddesine aykırı davranılması ve hükmedilen ecrimisile yasal faiz uygulanması gerekirken temerrüt faizinin uygulanması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 03.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.