10. Hukuk Dairesi 2020/5414 E. , 2021/1370 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, 01.09.1994-01.07.2007 tarihleri arasında zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, 6552 sayılı Yasadan yararlandırılmasına, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; "Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Kanunun 297. maddesinin (2). fıkrasında; “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Mahkemece, hükmün gerekçesinde “mahkememizce re"sen yapılan hesaplama neticesinde, 01.09.1994-31.12.2002 8 yıl 3 ay 29 gün yani toplam 3043 gün bulunduğu…” yine hükmün gerekçesinde çelişki oluşturacak şekilde “Davacının 01.09.1994 - 31.12.2012 … 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Tarım Bağ-Kurlu olduğunun tespitine,” denildiği, hüküm fıkrasında ise, “…Davacının 01.09.1994 - 31.12.2012 ve 01.05.2007 - 01.07.2007 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Tarım Bağ-Kurlu olduğunun tespitine, bu sürelerin sigorta hizmet cetveline işlenmesine,” karar verildiği, hükmün gerekçesinin kendi içinde ve hüküm fıkrasıyla çelişkili olduğu, kabul edilen sigortalılık süresinin belirgin olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular ışığında hüküm fıkrası ile gerekçenin uyumlu olması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.