1. Hukuk Dairesi 2021/210 E. , 2021/2764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan babaları ..."ın 3 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümünü satış göstermek suretiyle eşi olan davalı ..."ye devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tescili isteğinde bulunmuşlar, aşamada ise talep sonucunu daralttıklarını bildirerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, mirasbırakanın evlenirken kendisine dava dışı başka bir taşınmaz verdiğini, ancak o taşınmazı ihtiyaçları nedeniyle satınca yerine dava konusu bağımsız bölümü devrettiğini, temlik işleminden herkesin haberdar olduğunu, yine mirasbırakanın dava konusu 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 1 numaralı bağımsız bölümünü davacı oğlu ..."a, 4 numaralı bağımsız bölümünü davacı oğlu ..."e, 5 numaralı bağımsız bölümünü ise dava dışı oğlu ..."a verdiğini, mirasbırakanın başka taşınmazları da bulunduğunu, mal kaçırma amacı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1926 doğumlu mirasbırakan ..."ın 28.01.2003 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak davacı çocukları .... dava dışı oğlu ...ile davalı eşi ..."nin kaldıkları, mirasbırakan ..."nın çekişme konusu 3 numaralı bağımsız bölümünü 18.11.1991 tarihinde davalı eşine satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; murisin evlenmek maksadıyla dava dışı 103 ada 183 parsel sayılı taşınmazı 18.06.1990 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği, taşınmazın 01.03.1995 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye satıldığı ve borçların ödendiği, anılan taşınmazın karşılığında mirasbırakan tarafından davacıya bu kez dava konusu taşınmazın devredildiği, mirasbırakanın amacının diğer mirasçılardan yada terekeden mal kaçırma olmayıp, davalıya güvence sağlamak maksadıyla temlikin yapıldığı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 24/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.