Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/14268
Karar No: 2021/10503
Karar Tarihi: 09.12.2021

Terör örgütü propagandası yapmak - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/14268 Esas 2021/10503 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/14268 E.  ,  2021/10503 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Terör örgütü propagandası yapmak
    Hükümler : 3713 sayılı Kanunun 7/2-1. cümlesi, 7/2-2. cümlesi, TCK"nın 62, 53 maddeleri uyarınca ayrı ayrı 2 kez mahkumiyeti
    Yargıtay İlamı : Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 30.06.2021 tarihli,... numaralı bozma ilamı
    Yargıtay CBS İtirazı 30.09.2021Tarih ve 16-2019/87260 sayılı itiraz konulu yazısı


    İlk Derece Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    I-İTİRAZ KONUSU:
    Terör örgütü propagandası yapmak suçundan sanık ......"nin atılı suçtan 3713 sayılı Kanunun 7/2 (1 ve 2. cümle), TCK"nın 62, 53/1-2-3. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2 kez mahkumiyetine dair ...11. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/07/2019 gün ve 2019/153 Esas, 2019/317 sayılı kararı sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 30.06.2021 gün ve... sayılı kararı ile;
    "Sanığın aynı amaca matuf, farklı tarihlerde gerçekleştirdiği terör örgütünün propagandasını yapma suçunun tek suç oluşturacağı gözetilerek TCK"nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin tatbiki suretiyle mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ayrı ayrı hüküm kurularak fazla ceza tayin edilmesi," gerekçesi ile hükümlerin bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.
    İtirazın konusu, sanığın farklı zamanlarda gerçekleştirdiği aynı mahiyetteki eylemlerinin hukuki kesinti nedeniyle iki ayrı suç oluşturacağına dairdir.
    İlamın Başsavcılığımıza teslim tarihi 21.09.2021"dir.
    İTİRAZ NEDENLERİ :...Cumhuriyet Başsavcılığının ... Esas sayılı 08.06.2009 tarihli iddianamesi ile sanığın İstanbul"da basılıp yayımlanan Günlük isimli gazetenin imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü olduğu,
    Gazetenin 10.04.2009 tarihinde yayımlanan nüshasında, 6 sayfasında; Delil Karakoçan müstear ismi altında "Durduğum yerden baktığımda, Obama..." başlığından sonra yayımlanan yazıdan seçilen bir bölümde:
    "Peki PKK"sız Kürt sorunu çözülebilir mi?
    Çözülmez... Çözülmezse Türkiye"de, bölgesel ağırlığı olan demokratik bir ülke haline gelemez... Halk da bunu işaret etti... Nevroz da, 29 Mart seçimleride bunu gösterdi... Anlaşılıyor ki iki şey Kürt sorununda hala tıkatıcıdır: Birincisi, şiddet çözüm değil diyerek, silahsızlanma isteyenlerin, kürtlere karşı bizzat kendilerini şiddeti devre dışı bırakmamış olmaları, ikincisi; halkın siyasal demokratik iradesi durumunda olan kürt hareketinin ( Hatta DTP"nin) dışlanmak istenmesi..." şeklinde yayımlanan yazıda ülkemize yıllardan beri pekçok zarar veren, binlerce vatandaşımızın ölmesine yada yaralanmasına yol açan terör örgütü PKK"nın haklılığının vurgulandığı, mücadelesinin övüldüğü ve terör örgütünün savunduğu fikir ve düşüncelerinin propagandasının yapıldığı,
    Delil Karakoçan müstear isimi ile bahse konu yazıyı sanık Nebahat Aktan isimli kişinin hazırlayıp gazetede yayınlanmasını sağladığı,
    Gazetenin 9. sayfasında yayınlanan "Ortak Köşe" başlıklı köşe yazısında şüpheli Veysi Sarısözen"in hazırladığı "Seçim sonuçlarından biri" başlıklı yazıda seçilen bazı bölümlerde: "Tüm seçim kampanyası boyunca atılan "PKK halktır, Halk burada" sloganlarına rağmen Obama bu görüşmeyi yaptı", "Dağda indirme" lafları komik kaçıyor. Sorun dağdan indirme değil kürt sorunu. O nedenle şimdi yapılması gereken ilk iş, dağdan indirme değil İmralı"dan özgür bırakma..." O halde bir soru: Neden Türk aydınları, Abdullah Öcalan"a özgürlük talebini sahiplenmiyor? Neden? Neden, örneğin bu talepler hükümete, parlementoya, ABD"ye ve BM"ye başvurmuyorlar? Hayır, Korkulacak bişey yok, bir hükümlüye özgürlük talep etmek dünyanın hiçbir yerinde suç değildir. Cesaret edebiliriz." Şeklinde yayınlanan yazılarda PKK terör örgütünün illegal toplantılarında aldığı "İmralı"ya özgürlük" şeklinde açıklanan eylem planlarına destek verildiği, bu amaçla örgütün faaliyetinin propagandasının yapıldığı,
    Aynı gazetenin 13.04.2009 tarihli nüshasının 7. sayfasında "YDGM"liler Dağ ve Karoğlan Andı" başlıklı haber içeriğinde terör örgütü PKK"nın şehirlerde YDGM adı altında gerçekleştirmek istediği yapılanmadan bahsedildiği yazıda; "Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi ( YDG-M) PKK lideri Abdullah Öcalan"ın 60. doğum gününde Amara"da askerlerin saldırısı sonucu yaşamını yitiren Mustafa Dağ ve Mahsun Karaoğlan"ı ..."de andı...", "Etkinlikte Ali Durç bir konuşma yaptı Durç: "Şu bilinmelidir. Kürtler her verdiği bedelle daha da güçlü bir şekilde mücadelelerine sarılarak hamleler yapmıştır. Yapacaktır. Her nekadar Devlet iki arkadaşımızın yaşamını yitirmesi ile bizim moralimizi bozmak istesede biz demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesi uğrunda şehit olan yoldaşlarımıza bağlı kalarak mücadelemizi daha da yükselteceğiz. Onların bize tek talimatı budur" diye konuştu. Şeklinde süren haber içeriğinde gazetenin haber ve bilgi verme amacı dışına çıkarak PKK terör örgütünün propagandasını yaptığı,
    8. sayfasında "Hükümet Raporuma Yanıt Vermedi" başlıklı tam sayfaya yerleştirilen yazıda, röportaj içeriği altında PKK ele başı Abdullah Öcalan ile Nelson Mandela arasında kıyaslama yapmak suretiyle suç ve suçlunun övüldüğü, bu yazıda hiç ilgisi olmadığı halde PKK terör ögütünün yaptığı silahlı mücadelenin Güney Afrika Cumhuriyetinde yaşayan zenci halkın mücadelesine benzetildiği ve haklılığına ve yerindeliğine vurguda bulunulduğu, yazının röportaj ve haber verme amacı dışında PKK terör örgütünün propagandasına tahsis edildiği,
    İddiası ile kamu davası açılmış ve bu dava...(Kapatılan CMK 250. madde ile görevli) 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/167 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
    Sanık hakkında ...C.Başsavcılığının 03.11.2009 tarihli ve 2009/1073 esas sayılı iddianamesiyle;
    Sanığın imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü olduğu... yönetim yeri adresli Demokratik açılım gazetesinin 22.09.2009 tarihli nüshasında 1. sayfada; “ Bayramda cenaze kaldırdılar” başlığı altında yayımlanan ve 6. sayfada devam eden haberde, “Hakkari’nin Çukurca ilçesi kırsalında 8-15 Eylül tarihlerinde çıkan çatışmada yaşamını yitiren 8 HPG’liden Aliye Timur’un ( SILA) cenazesi ailesi tarafından Hakkari Devlet Hastanesi morgundan binlerce kişi eşliğinde alınarak ...’a getirildi... Saatlerce yürüyüş yapan binlerce kişi ve ellerine kına yaparak cami önünde bekleyen kadınlar TİMUR’un cenazesini “şehit namirin” “biji serok Apo” sloganlarıyla karşıladı... Yürüyüş öncesi konuşan DTP ... İl Başkanı Selim Ertaş, "Kürt halkı 172 gündür akan kanın durması ve kalıcı barış için tek taraflı çatışmasızlık kararı ilan etmiştir. Ancak Kürt halkının bu iyi niyet gösterisine imhayla karşılık verildi” dedi. Ertaş çözüm için PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yol haritasının açıklanmasını istedi... Kürtçe konuşan DTP ... milletvekili Özdal ÜÇER ise “ ... PKK sahipsiz değildir ki, Kürt halkı çocuklarıın öldürülmesine asla izin vermeyecektir... Ama herkes iyi bilsin ki Kürt halkı PKK’dan PKK’da Kürt halkından uzak değildir.” dedi...” dendiği, bu şekilde silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı iddiası ile kamu davası açılmış, bu dava ...(Kapatılan CMK 250. madde ile görevli) 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 200/278 Esas sayısına kaydedilmiş, bilahare aynı mahkemenin 2009/167 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek 25.12.2009 tarihinde 2009/301 Karar sayısı ile sanığın 13.04.2009 tarihli nüshasının 7. sayfasında "YDGM"liler Dağ ve Karaoğlan Andı" başlıklı yazı ve Demokratik Açılım adlı gazetenin 22.09.2009 tarihli nüshasının 1. sayfasında "Bayramda Cenaze Kaldırdılar" başlıklı yazı ile bunun devamı olan 6. sayfada "Cenaze Törenleri Mitinge Döndü" başlıklı yazı yönünden atılı suçlardan dolayı iki kez cezalandırılmasına karar verilmiş, bu karar Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.02.2013 gün ve 2013/1773 sayılı kararı ile eylemin 6352 sayılı Kanun kapsamında olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiş, mahkemesince 28.06.2013 tarih ve 2013/74 Esas, 2013/133 sayılı kararla sanık hakkında kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmiş, daha sonra 3 yıllık süre içinde yeniden suç işleyen sanık hakkında temyize konu mahkumiyet hükümleri verilmiştir.
    Zincirleme suçu düzenleyen TCK"nın 43/1 maddeside, failin aynı suç işleme kararı ile farklı zamanlarda aynı suçu işlemiş olması haline münhasıran yapılan düzenlemede "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/6 md.) Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır." hükmünü getirmiş, maddeni son fıkrasında kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümlerinin uygulanmayacağını hüküm altına almıştır.
    Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilir olup olmadığının tespitinde sanığın aynı kişiye karşı farklı zamanlarda gerçekleştirdiği aynı mahiyetteki eylemlerinin aynı suç işleme kararı altında mı, yoksa yenilenen bir suç işleme kararı ile mi işlendiğinin tespiti gerekmektedir. Bu tespitin yapılması, dosya özelliklerine göre eylemler arasında saptanacak fiili bir kesintinin, yahut önceki eylem ile sonraki eylem arasında önceki eylemleri nedeniyle kamu davasının açılmış olmasından kaynaklanan bir hukuki kesinti olup olmadığının belirlenmesi suretiyle olacaktır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2021 tarih ve 2016/21-1093 Esas, 2021/98 Karar sayılı kararında bu hususlar şu şekilde açıklanmıştır:
    "TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;
    a- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
    b- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
    c- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
    TCK’nın 43/1. maddesinde bulunan, "değişik zamanlarda" ifadesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, suçların mutlaka değişik zamanlarda işlenmesi gereklidir ki, bunun sonucu olarak, aynı mağdura, aynı zamanda, aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda tek suçun oluşacağı kabul edilmiştir. Bu hâlde zincirleme suç hükümleri uygulanarak artırım yapılamayacak, ancak bu husus TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önüne alınabilecektir.
    TCK"nın 43/1. maddesinin açıklığı karşısında öğretide de zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için suçların farklı zamanlarda işlenmesi gerektiği konusunda görüş birliği bulunmaktadır.
    Öte yandan, kanunumuz zaman konusunda olduğu gibi, suçların işlendikleri yer bakımından da bir sınır koymamıştır. Ancak, suçların aynı yerde işlenmeleri, suç işleme kararındaki birliğin bir işareti olarak kabul edilebilir.
    Suç kastından daha geniş bir anlamı içeren suç işleme kararı, suç kastından daha önce gelen genel bir karar ve niyeti ifade etmektedir. Önce suç işleme kararı verilmekte ve bundan sonra bu genel kararın icrası farklı zamanlardaki suçlarla gerçekleştirilmektedir. Kararın gerçekleştirilmesi için gerekli suçların her birinde ayrı suç kastları, bir başka deyişle bir suç için gerekli olan maddi ve manevi unsurlar ayrı ayrı yer almaktadır.
    Suç işleme kararının yenilenip yenilenmediği, birden çok suçun aynı karara dayanıp dayanmadığı, aynı zamanda suçlar arasındaki süre ile de ilgilidir. İşlenen suçların arasında kısa zaman aralıklarının olması suç işleme kararında birlik olduğuna; uzun zaman aralıklarının olması ise suç işleme kararında birlik olmadığına karine teşkil edebilecektir. Yine de suçlar arasında az veya çok uzun zaman aralığının var olması, bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlendiğini ya da işlenmediğini her zaman göstermeyecektir. Diğer bir anlatımla, sürenin uzunluğu kararın yenilendiğini düşündürebileceği gibi, kısalığı da her zaman kararın yürürlükte olduğunu göstermeyebilecektir. Diğer taraftan, hukuki veya fiili kesintiler olduğunda farklı değerlendirmeler yapılması mümkündür. Ancak bu değerlendirme her olayda ayrı ayrı ve diğer şartlar da dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu nedenle, başlangıçta belirli bir süre geçince suç işleme kararı yenilenmiş ya da değişmiş olur demek, soyut ve delillerden kopuk bir değerlendirme olacaktır. Failin iç dünyasını ilgilendiren bu kararın varlığının her olayın özelliğine göre suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluşum ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler değerlendirilerek belirlenmesi gerekecektir.
    Zincirleme suça ilişkin bu genel açıklamalardan sonra uyuşmazlığın çözümüne katkısı bakımından "hukuki kesinti" kavramı üzerinde durulması gerekmektedir.
    Yapılmakta olan soruşturma sonucunda toplanan delillerin failin suçu işlediği yönünde yeterli şüphe oluşturması üzerine Cumhuriyet savcısınca şüpheli hakkında CMK"nın 170. maddesi uyarınca iddianamenin düzenlenmesiyle hukuki kesinti oluşmaktadır. İddianamenin düzenlenmesiyle olaylar arasında hukuki kesinti oluştuğundan iddianamenin düzenlenmesinden sonra devam eden eylemler ise başka bir ceza soruşturmasının konusunu oluşturacaktır. Başka bir anlatımla sanık hakkında iddianame düzenlendikten sonra, sanık tarafından aynı suçun tekrar işlenmesi durumda, yeni ve ayrı bir suç söz konusu olacaktır.
    Buna karşın işlemiş olduğu suçtan dolayı henüz hakkında iddianame düzenlenmeden, sanığın aynı suç işleme kararıyla ve aynı mağdura karşı yeniden suç işlemesi durumunda, hukuki kesinti gerçekleşmeden aynı suçun işlenmesi söz konusu olduğundan sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır. Bu ahvalde sanığın her suçtan ayrı ayrı cezalandırılması yoluna gidilmeyecek, sanığa bir suçtan ceza verildikten sonra hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle cezasından artırım yapılacaktır.
    Buna göre, soruşturma aşamasında sanığın aynı suç işleme kararıyla, aynı mağdura karşı değişik zamanlarda aynı suçu işlediğinin tespit edilmesi durumda, soruşturma dosyalarının birleştirilerek kamu davası açılması, bu hususa riayet edilmeden kamu davalarının açılması halinde ise hukuki kesintinin oluşmasından önce sanığın aynı mağdura karşı bir suç işleme kararıyla aynı suçu değişik zamanlarda işlediğinin anlaşılması durumunda dava dosyalarının birleştirilerek sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi isabetli bir uygulama olacaktır."
    Somut olayda; sanığın imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü olduğu, Günlük isimli gazetenin 13.04.2009 tarihli sayısının 7. sayfasında yer alan "YDGM" liler Dağ ve Karoğlan Andı" başlıklı yazının terör örgütü propagandası niteliğinde olduğu ve bu eylemle ilgili olarak ...Cumhuriyet Başsavcılığının ... Esas sayılı 08.06.2009 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, bu dava sürerken bu kez imtiyaz sahibi ve yazı işleri sorumlusu olduğu bir başka gazete olan Demokratik Açılım Gazetesi"nin 22.09.2009 tarihli nüshasında 1. sayfada; “Bayramda cenaze kaldırdılar” başlığı altında yayımlanan ve 6. sayfada devam eden haberde terör örgütü propagandası yaptığı iddiası ile...C.Başsavcılığının 03.11.2009 tarihli ve 2009/1073 esas sayılı iddianamesiyle kamu davası açıldığı, burada hukuki kesintinin oluştuğunda bir şüphe bulunmadığı, bu kesinti nedeniyle sanığın suç işleme kararının yenilendiğinin kabulünde zorunluluk olduğu ve bu nedenle yerel mahkemenin iki ayrı suç oluştuğuna dair kabulünün de usul ve yasaya uygun olduğu düşüncesine varılmıştır." şeklindeki gerekçe ile kararın kaldırılması için CMK"nın 308. maddesi uyarınca itiraz isteminde bulunulmuştur.
    III-İTİRAZ DEĞERLENDİRİLMESİ:
    Günlük ve Demokratik Açılım Gazeteleri"nin imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü olan sanığın, Günlük isimli gazetenin 13.04.2009 tarihli sayısının 7. sayfasında yer alan "YDGM" liler Dağ ve Karoğlan Andı" başlıklı yazının terör örgütü propagandası niteliğinde olduğu ve bu eylemle ilgili olarak...Cumhuriyet Başsavcılığının ... Esas sayılı 08.06.2009 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, bu dava sürerken bu kez Demokratik Açılım Gazetesi"nin 22.09.2009 tarihli nüshasında 1. sayfada; “ Bayramda cenaze kaldırdılar” başlığı altında yayımlanan ve 6. sayfada devam eden haberde terör örgütü propagandası yaptığı iddiası ile...C.Başsavcılığının 03.11.2009 tarihli ve 2009/1073 esas sayılı iddianamesiyle kamu davası açıldığı, iki suç arasında hukuki kesintinin oluştuğu ve kesinti nedeniyle sanığın suç işleme kararının yenilendiğinin anlaşılması ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının yerinde olduğu görülmekle itirazın kabulüne karar verilmiştir.
    IV-SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
    2-Yargıtay Yüksek 16. Ceza Dairesinin 30.06.2021 tarih ve... Karar sayılı ilamında sanık hakkındaki bozma kararının KALDIRILMASINA,
    3-İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik temyizinin incelemesinde; temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliğine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 09.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi