Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/2761 Esas 2016/1465 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2761
Karar No: 2016/1465
Karar Tarihi: 03.02.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/2761 Esas 2016/1465 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, müvekkilinden gıda maddeleri satışından doğan alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine karşı kısmi itirazda bulunmuştur. İtirazın nedeni, davacının müvekkilinden olan alacağının takas edilmesiyle ortadan kalktığıdır. Davacı ise borcun tamamının ödenmediğini iddia etmiş ve kısmi itirazın iptali için dava açmıştır. Mahkeme, taraflar arasındaki sözleşmeye göre müvekkilin davacıya borcu kaldığını belirlemiş ve davayı reddetmiştir. Ancak Yargıtay, ispat yükünün davalıda olduğunu ve delil sunulması gerektiğini belirtmiştir. Kanun maddeleri ise İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 126. maddesidir.
19. Hukuk Dairesi         2015/2761 E.  ,  2016/1465 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine gıda maddeleri satışından doğan alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibinde davalının icra dairesinin yetkisine ve borcun 8.970,09 TL lik kısmını kabul ederek, 15.296,18 TL sine itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca kısmi itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan olan alacağı takas ve mahsup edildiğinde dahi davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının kalmadığını, davacının keşide ettiği ihtarnamelere göre uyuşmazlığın 4 adet faturaya dayandığı, davacının müvekkili tarafından ticari şartlar anlaşması çerçevesinde düzenlenen 14.500,00 TL bedelli faturayı kabul etmediği gibi 3 adet mal iadesine ilişkin sevk irsaliyeleri bulunan faturaları da kabul etmediğini ileri sürerek, davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; tarafların kabulünde bulunan satınalma anlaşması ve ayrılmaz eki ticari şartlar anlaşması çerçevesinde, 31.10.2011 tarihli 654583 no.lu 14.750,00 TL bedelli WKZ aktivite bedeli içerikli faturasının anlaşmaya uygun olarak davalı tarafından tanzim edilmiş olduğu, dolayısıyla davacının söz konusu faturaya itirazının yerinde olmadığı, dava tarihi itibariyle davacı alacağının kendi ticari defter kayıtlarına göre 14.437,89 TL tutarında olduğu, oysa davanın hatalı bir şekilde 15.296,18 TL üzerinden açıldığı, davacı alacağı 14.437,89 TL, davalının ihtilaf konusu faturasının ise 14.750,00 TL bedelli olduğu tartışmasız olduğundan, davacının itirazın iptalini isteyebileceği bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, davacı tarafından davalıya muhtelif tarihlerde satılan gıda maddelerinden doğan fatura alacaklarının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki kısmi itirazın İİK"nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık davalı tarafından düzenlenen, ancak davacı tarafından kabul edilmeyip iade edilen 31.10.2011 tarihli ve “WKZ aktivite bedeli” açıklamalı 14.750,00 TL bedelli “Confectionary &Breakfast” içerikli faturadan doğmaktadır. İspat külfeti söz konusu fatura içeriği hizmetin verildiğini ve alacaklı olduğunu iddia eden davalıya aittir. Taraflar arasında varlığı inkar edilmeyen 01.01.2010 tarihli satınalma sözleşmesinin eki ticari şartlar anlaşması kapsamında davalının WKZ aktivite bedeli talep edebileceği düzenlenmiştir. Ne var ki, salt sözleşmede bu konuda hüküm bulunması davalının düzenlemiş olduğu faturanın kabul edileceği anlamına gelmez. Davalının söz konusu fatura içeriği hizmetin davacıya verildiğini dayanak belgeleriyle de kanıtlaması gerekir. Bu durumda davalının sunmuş olduğu deliller değerlendirilip anılan fatura içeriği hizmetin verilip verilmediği saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece ispat külfeti tayininde yanılgıya düşülerek ispat külfeti davacıya yüklenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.