Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9889
Karar No: 2016/1463
Karar Tarihi: 03.02.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/9889 Esas 2016/1463 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalıdan satın alınan iki taşınmazdan vazgeçtiği halde ödenen cayma tazminatının belli bir kısmının iade edilmediğini ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz edilmesini talep etmiştir. Davalı ise tek taraflı irade beyanıyla alımdan vazgeçenin davacı olduğunu ve iade şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Birleşen davada ise, taşınmazların üzerindeki ipoteklerin kaldırılmaması sebebiyle satın almaktan vazgeçen davacının, davalının kusurlu olduğu gerekçesiyle iki taşınmaz için 20.000 TL zararının karşılanmasını talep etmiştir.
Mahkeme, davacının asıl davada kısmen haklı olduğunu ve davalının takibe vaki itirazının iptaline karar verdiğini belirtmiştir. Ayrıca, İİK'nın 67/2. maddesinde öngörülen icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğu için davacı yararına icra inkar tazminatı hükmüne hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Birleşen davada ise, davacının kusurlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği ve davalıya 1350,00 TL duruşma vekalet ücret
19. Hukuk Dairesi         2015/9889 E.  ,  2016/1463 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2012/249-2014/29

Taraflar arasındaki itirazın iptali-alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-birleşen davada davacı vekilince duruşmalı, davacı-birleşen davada davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı - birleşen davada davalı vek. Av. . . ile davalı - birleşen davada davacı vek. Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R -
Davacı vekili asıl davada, iki adet taşınmazın davalıdan satın alınmasından vazgeçildiği halde davalının talebi üzerine satıştan önce satım bedelinden düşülmek üzere ödenen 50.000 USD cayma tazminatından 10.000 USD meblağlı kısmının iade edildiğini, bakiye 40.000 USD tazminatın iade edilmediğini ileri sürerek, bu miktar tazminatın davalıdan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından husumet yöneltilemeyeceğini, davacının tek yanlı irade beyanıyla alım işleminden vazgeçmesi sebebiyle havale yolu ile yatırılan bir tutarın söz konusu olduğunu, davacı yatırdığı bu tutarı kendisinin cayma tazminatı olarak nitelendirmiş olduğundan sözleşmeden cayanın kendisi olduğunu kabul ettiğini, iade şartlarının oluşmadığını belirterek, davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davacı ... vekili birleşen davada, davalı ile iki adet taşınmazın 03.06.2011 tarihli anlaşma ile 1.220.000 USD üzerinden satın alınması konusunda anlaşmaya varıldığı halde davalının tek yanlı irade beyanıyla taşınmazların üzerinde ipotek bulunduğundan bahisle alımdan vazgeçildiğini, bu sebeple müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 10.000 TL faiz ödemesi ve 10.000 TL satış bedeli eksikliği zararı olmak üzere toplam 20.000 TL zararın 06.12.2011 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve yer gösterme sözleşmesine göre; taraflar arasında 2 adet taşınmazın 1.220.000 USD"ye satılması konusunda anlaşma sağlandığı, ancak bu anlaşmanın asıl davada davalı-birleşen davada davacı tarafından taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin kaldırılmaması sebebiyle gerçekleşmediği, davacının davalıya 50.000 USD göndermekle alım konusunda kararlı olduğunu gösterdiği, davacı tarafından davalıya kapora olarak ödenen bedelin akdin gerçekleşmemesi sebebiyle davalı-birleşen davada davacıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebileceği, bu durumda asıl davada kapora olarak ödenen 50.000 USD"nin 10.000 USD"lik kısmının davalı tarafından iade edilmiş olduğu, kalan meblağ yönünden davalı tarafın yaptığı itirazın haksız olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü gerektiği, birleşen davada ise; davacı tarafından ödenen meblağın cayma tazminatı olarak verilmediği, davacının taşınmazları sözleşmeden kurtulmak için değil ve fakat davalının taşınmazlar üzerindeki ipotekleri kaldırmamış olması sebebiyle satın almaktan vazgeçtiği, davacının kusurlu olmadığı gerekçesiyle de birleşen davanın reddi gerektiği sonucuna varılarak asıl davada davalının takibe vaki itirazının iptali ile takibin devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazına gelince; asıl davada talep edilen bedel likit (bilinebilir) nitelikte olduğundan ve davalı asıl davada haksız görüldüğünden İİK"nın 67/2. maddesinde öngörülen icra inkar tazminatı koşulları oluştuğu için davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle bu yöndeki talebin reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklama nedenlerle davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı-birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı-birleşen davada davalı yararına takdir edilen 1350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı-birleşen dava davacısından alınarak davacı-birleşen dava davalısına ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 03.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi