16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14226 Karar No: 2019/8948 Karar Tarihi: 25.12.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/14226 Esas 2019/8948 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı kişi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazın tescilini kazanmış ancak, davacı kişi taşınmazın bir bölümü için kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme davayı reddetmiş ancak, karar yeterli gerekçe içermemektedir. Mahkeme kararları gerekçeli olmalıdır ve tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve hukuki sebepleri kapsamalıdır. Ancak, bu kararda hiçbir somut gerekçe gösterilmeden ve ilkelere uygun olmayan şekilde karar verilmiştir. Bu nedenle, karar usul ve yasaya aykırıdır ve davacı kişinin temyiz itirazları yerinde görülmüştür. Karar bozulmuş ve yeniden değerlendirilmek üzere yeniden yargılama yapılması gerekmektedir. Kararda gönderme yapılan kanun maddeleri, Türk Medeni Kanunu'nun kazandırıcı zamanaşımı ile ilgili maddeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun gerekçeli karar zorunluluğu ile ilgili madde ve Anayasa'nın gerekçeli karar zorunluluğuna ilişkin madde olarak belirtilmiştir.
16. Hukuk Dairesi 2016/14226 E. , 2019/8948 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 160 ada 204 parsel sayılı 175.94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme kararının gerekçeli olması gerektiği 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde gösterilmiş olup, aynı zamanda Anayasa"nın 141/3. maddesinin de amir hükmü gereğidir. Mahkeme kararları; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri mutlaka kapsamalıdır. Tarafların hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilmeleri ve Yargıtay"ca kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının denetlenmesi ancak kararın gerekçeli olmasıyla mümkündür. Ne var ki; somut olayda mahkemece, “Dinlenen tanıklar, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre” denilmek suretiyle hiçbir somut gerekçe gösterilmeden, yukarıda açıklanan ilkelere aykırı şekilde karar verilmiş olup, hükmün hangi maddi ve hukuki gerekçe ve nedenlere dayandığı tartışılarak değerlendirilmemiştir. Hal böyle olunca; taraflara tebliğ edilen kararda Yasa’nın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, davacı ...’in temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.