13. Hukuk Dairesi 2017/4918 E. , 2017/9911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılarla arasında 25/06/1986 tarihinde düzenlenen haricen taşınmaz satış sözleşmesi ile 4.000,000,00 TL bedel ödeyerek taşınmaz satın aldığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/107 E.- 1990/103 K. sayılı ilamı ile taşınmazın adına tesciline karar verildiğini, bu kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 1991/12528 E.-1991/11330 K. sayılı ilamı ile onandığını, taşınmazı 11/10/2002 tarihinde ... Tapu Müdürlüğünde 85.000,00 TL karşılığında dava dışı üçüncü kişiye sattığını, bu kişinin taşınmazın tapu kaydına tekabül eden arz üzerindeki alana işlem yapma isteğince tapuda kayıtlı bu taşınmazın ... Köyü, 124 ve 132 parsel numaralı taşınmazları ile çakıştığını gördüğünü ve bu nedenle kullanımının engellendiğini, daha sonrataşınmazı satın alan kişinin kendisi ve hazine aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtığını, mahkemenin 2005/1 E.-2008/96 K. sayılı ilamı ile 85.000,00 YTL"nin davacıya ödenmesine karar verildiğini, ilamın icraya konulması neticesinde ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek taşınmazı kendisine satan davalılardan yaptığı bu ödemeyi, tapu masraflarını, vergileri, yargılama giderlerini, harçları, taşınmazın maliki olmuş olsaydı elde edeceği kar ve uğradığı zararın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları sakılı kalmak kaydıyla 127.468,05 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, zamanaşımı def’ini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut uyuşmazlıkta, kısa kararda;‘’zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T. gereği hesap edilen 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacından alınarak davalılara ödenmesine,’’ karar verilmiş olmasına rağmen; gerekçeli kararın gerekçe kısmında ise; ‘’zamanaşımı nedeni ile davanın reddine, alınması gerekli olan vekalet ücreti nispi olarak alınması gerekirken yanılgya düşülerek maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir’’ denilmekle, yukarıda açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek kısa karar ile gerekçeli kararın gerekçe kısmı arasında çelişki oluşturduğu anlaşılmakla, HMK.nun 297/son maddesi gereğince bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre bir kısım davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bent gereğince bir kısım davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.