Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7470 Esas 2018/4263 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/7470
Karar No: 2018/4263
Karar Tarihi: 07.05.2018

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7470 Esas 2018/4263 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karara göre, bir kişinin resmi bir belge düzenlenmesinde yalan beyanda bulunması suçtur. Ancak, yalan beyanın tek başına ispat gücü olmadığı için, belgenin doğruluğunun araştırılması gerekir. Sanığın gerçek ismini gizleyip sahte ad ve kimlik bilgileri vermesi nedeniyle, belirtilen suç unsurlarının oluşmadığına ancak, sanığın Kabahatlar Kanunu'na göre cezalandırılması gerektiğine karar verilmiştir.
Kararda yer alan kanun maddeleri:
- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu: Türk Ceza Kanunu 206. madde
- Yalan beyanın tek başına ispat gücü olmaması: Türk Ceza Kanunu 284. madde
- Kabahatler Kanunu'nun uygulanması: Kabahatler Kanunu 40. madde
- TCK'nın 53. maddesi ve Anayasa Mahkemesi'nin kararı: Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı.
11. Ceza Dairesi         2016/7470 E.  ,  2018/4263 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1) Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir. Yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmaması nedeniyle bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıp da belge düzenlemesinin gerekli olması durumunda, bu araştırma sonunda bildirimin gerçeğe uygun olmadığı belirlenirse, kişinin beyanına itibar edilemeyeceğinden ve beyanını içeren belge ispat aracı olarak kullanılamayacağından, belirtilen suç oluşmayacaktır.
    Somut olayda; sahte altın sattığına ilişkin ihbar üzerine güvenlik güçleri tarafından yakalanan ve kimliği sorulan sanığın, gerçek ismini gizleyip ... isimli kişi olduğunu bildirdiği, görevlilerin yaptığı MERNİS ve KİHBİ sorgulamasında sanık tarafından verilen kimlik bilgilerinin yanlış olduğunun belirlenmesi üzerine, parmak izi incelemesi sonucunda sanığın gerçek isminin ... olduğunun tespit edildiği,... adına resmi belge düzenlenmediği anlaşıldığından; sanığa yüklenen yalan beyan suçunun unsurlarının oluşmadığı, Kabahatlar Kanunu‘nun 40. maddesi gereğince ayrıca yaptırım uygulandığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    2) Kabule göre de; TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.