Esas No: 2018/476
Karar No: 2019/215
Karar Tarihi: 31.01.2019
Güveni kötüye kullanma - hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/476 Esas 2019/215 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, yetkilisi olduğu şirket adına finansal kiralama sözleşmesi imzalayarak iş makineleri kiralamıştır. Kira borcu ödenmeyince kiralanan eşyalar iade edilmemiş ve suça konu olan eşyalar haksız yarar sağlanarak güveni kötüye kullanma suçu işlenmiştir. Ancak sanığın savunmalarında suça konu eşyaların haczedildiği ve iradesi dışında elinden çıktığı beyan edilmiştir. Ancak suç konusunun belirsizliği, icra dosyalarının incelenmemesi ve tanıkların dinlenmemesi nedeniyle eksik inceleme ile hüküm verilmiştir. Ayrıca, sanığın daha önce aldığı kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi ve cezanın yasal gerekçe gösterilmeden fazla tayin edilmesi de hatalıdır. Karar TCK 155/2, 62/1, 52/2, 53 ve CMUK 326/son maddelerine dayanmaktadır.
15. Ceza Dairesi 2018/476 E. , 2019/215 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma (değişen suç vasfına göre hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma)
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 62/1, 52/2, 53 maddeleri ve CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yetkilisi olduğu şirket adına, katılan şirket ile finansal kiralama sözleşmeleri imzalayarak iş makineleri kiraladığı, kira borcunun ödenmemesi sebebiyle kiralanan eşyaların iadesi istendiğinde suça konu eşyaları geri vermeyip haksız yarar sağladığı, bu suretle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2009/11605 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı halde, sanıkla katılan banka arasında birden fazla finansal kiralama sözleşmesi yapılmış olduğu dikkate alınarak, iddianamede hangi sözleşme ya da sözleşmelerle ilgili kiralananların dava konusu yapıldığının belirtilmemesi karşısında; öncelikle suç konusu ve tarihinin belirlenmesi, sonrasında ise, sanığın aşamalardaki sözlü ve yazılı savunmalarında katılandan kiralama yaptığını kabul ederek, yaşadığı ekonomik kriz sonrasında yapılan hacizler sırasında iradesi dışında suça konu kiralananların da diğer malları ile birlikte elinden çıktığını, kiralananları iade etmemek gibi bir kastının bulunmadığını beyan etmesi karşısında; suça konu eşyaların üçüncü kişi ya da kişiler tarafından haczedilip haczedilmediğinin tespit edilmesi amacıyla, belirtilen icra dosyaları getirtilerek incelenmesi ve önemli belgelerin onaylı suretlerinin denetime imkan verecek şekilde dosyaya konulması, sanığın taşeronluğunu yaptığını ve bir kısım mallarını alıp götürdüğünü, bu nedenle de hakkında şikayetçi olduğunu bildirdiği ..."ın tanık olarak dinlenip, adı geçen şahısla ve olayla ilgili Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma olup olmadığı araştırılarak, başlatıldıysa soruşturmanın kapsamı ve akıbeti sorulup, sonucuna göre sanığın üzerine atılı suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de,
1-Bozmadan önce verilen Ankara 3.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 13/05/2010 tarih ve 2009/1302 Esas ve 2010/828 Karar sayılı tarihli ilk hükümde sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmiş olması ve anılan hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilip, aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle, bu hususun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanık yönünden kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, sanık aleyhine hüküm doğuracak şekilde bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezası TCK’nun 50/1-a uyarınca adli para cezasına çevrilmeyerek CMUK.nun 326/son maddesinde düzenlenen kazanılmış hak kuralının ihlal edilmesi,
2- Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 31.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.