9. Ceza Dairesi 2020/1500 E. , 2020/191 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : TCK"nın 241/1, 62/1, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın tefecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli ve 2014/118 Esas, 2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağı, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında aynı Kanunun 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması icap ettiği nazara alındığında;
UYAP sisteminden yapılan sorgulamada; sanık hakkında, bu dosya ile birlikte incelenen Turhal 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.06.2015 günlü ve 2014/123 Esas, 2015/294 sayılı Kararıyla sanık hakkında mahkumiyet hükmü verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2020/5697 Esasına kaydedildiği, suç tarihinin 2010 yılı, iddianame tarihinin 05.03.2014 olduğu, temyize konu bu kamu davasında ise suç tarihinin 2003-2011 yılları, iddianame tarihinin 14.01.2013 olması karşısında; sanığın hukuki kesinti bulunmayan eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturması ve davalar arasında da suçun sübutunun değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi bakımından CMK"nın 8/1. maddesinde yer aldığı şekilde hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle, söz konusu dosyaların birleştirilmesi sonrasında TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla kişiye kazanç elde etmek amacıyla ödünç para verdiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK"nın 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin, suça konu ödünç paranın en son verilme tarihi olan “2003-2011’’ olarak gösterilmemesi,
c) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek kazanılmış hak hükümleri saklı kalmak üzere CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 02.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.